Sarı saçlı papatya belirir bir köşeden
Kentin karanlığına sensin onu nakşeden
Duvarlarda bükülü flamalar kulak tırmalamaz
Sensin o kulaklara nice zehri zerk eden
Gecenin asudesine sensin aşkı kotaran
Sabah aday mıdır geceye katılmaya ?
Saba rüzgarı misali eser sevda
Çift bedenken olmak yek vücut
Sözün kudreti biter kalır geriye sükut.
Bir köyün fazla uğranılmayan evinde
Soba başına dizilen ihtiyarların anlatılarında
Adı geçen bahisleri arıyorum
Biliyor musun ?
Emeklilik, hac, iyileşmek
Taçlı köşkün ve miskinlerin diyarı
Ben kuleden köşkü ve miskinleri seyre koyulurum
Yere ayak basmaya meftunken yüreğimin bir yanı
Ben yerdekilerin kirinden kulede kurtulurum.
Acı aşkın ve sinmişlerin diyarı
Düşlerin tükendiği geceler vardır
Yetmiş iki buçuk milletin
Hayırlısıyla şerlisiyle
Sırrına vakıf olamadığı gecelerdir.
Hakikat duvarının düşlere bilendiği geceler vardır,
Hakikatin rahmindeki illetin
Tenimde amansız güç seziyorum
Neye dokunsam aşınıyor
Tenimden kalemime akışı izliyorum
Kalemimin öptüğü kağıt sararıyor.
Kelamım dilimden aktı döküldü kalemlere
Lüle saçlardan geçip aşklarımı karanfile bağladım
Belki beni affeder mihenk taşı.
Hamamlarda paklanıp külhanda yürek kaynattım
Bilirim halime güler Mecnunlar'ın başı.
Koynumda trenler dizildi sıra sıra
Saçaklarının gölgesinde cennet kurulan
Bir çınar bölüğünü tadardım masalımda
Külleri aşkın huzuruna savrulan
Bir yangın ölüsünü yaşardım sarmalımda
Yaşadıklarımı gençliğime sayardı bazı gün görmüşler
Ayaklarım zincirlenmişcesine yere çakılı
Gövdeme terk yasak kılındı.
İlk nöbetindeki asker gibi heyecanlı
Yüreğim, bekleyişe mecbur bırakıldı.
Seni beklerken beklentilerime dilim dönmezdi
Kaldırım kenarlarındaki duvarlarla sessiz sinema oynardım.
Yine ışıkla vedalaştım
Ermişti bu veda binlercesine
Gölge koyuluğuna büsbütün ulaştım
Görünmez mumdaki ışığı izlercesine.
Bilirdim böylesi vedaları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!