Muhammed Çiçek, 1997 yılında Erzurum’da doğdu. Erzurum Merkez İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Şu an fıkıh alanında yüksek lisans yapıyor ve Diyanet İşleri Başkanlığında görevini sürdürüyor.
Bir şubat vakti düştük yola,
Asker kapısına vardık gönül ile Peygamber ocağına,
Bedel verdik, hem de yürekten,
Bilecik Jandarma’da yazıldı adımız deftere.
Koğuşta ranzalar sıra sıra,
Bir uyanış gerek bize,
Maziden istikbale iz süren,
Sütçü İmam gibi ilk kurşunu sıkan,
Zulmün önünde dimdik duran.
Bir uyanış gerek bize,
Filistin benim davam-ı aziz,
Siyonist’i boykotta kararımız net ve sarsılmaz biz.
Bize düşman kesildi cümle ecnebi akvam,
Lakin biziz hâlâ, bir avuç Müslimin.
Kudüs boyanmış al kan ile,
İçimde casus bir vesvese var,
Kalabalıklar aldatır, sanma ki kalabalıkta olmak huzurdur.
Bu fani yolculukta, dost bildiklerin gölgeden ibaret,
Zira hakiki yakınlık, yalnız Allah’ladır.
Dünyanın meşgaleleri sardı kalbimizi,
Ne gariptir ki insanlar,
Meydanlara akar futbol için,
Bir gürültüdür yükselir: Gooool!
Alkış tufanı, tezahürat...
Lakin o sahada ter döken ecnebiye,
Bu dünya,
Ne kadar da kıymetsiz,
Kıymetliler bir bir göçer sessiz,
Ne bir feryat duyarız ardlarından,
Ne de döner bir selam ebed yurdundan.
Erteledik vakti,
Kar gibi ömrüden erimiş,
Ne mal ne mülk ne evlat,
Hiçbiri fayda vermemiş.
Şehir, vilayet, kasaba, köy,
Dünyaya dair ne var ne yoksa,
Sarmış dört bir yanımızı,
Her gönülde bir telaş, bir hengâme,
Koşar durur insan: otobüse, dolmuşa, taksiye…
Binerken, inerken…
Haccı istiyorum,
Niyet ederek: Lebbeyk Allahümme lebbeyk!
Yolumu sana çevirdim, kalbimi Beytullah’a.
Haccı istiyorum,
İhrama bürünüp, dünyadan soyutlanarak,
İffet eridi dijital çağın aynasında,
Kirlendi ekranla, şovla, reklamla,
Telefon, televizyon, internet,
Hepsi birer fitne, hepsi birer mihnet.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!