Boşlukta asılı bir yaprak gibi kalbim
Köklerim nerde benim?
Geçici rüzgarlarla savrulmak,
sahip olunmadan ait olmak değil istediğim...
Dünyadan çekip gitmek öyle kolay ki
Sen! Dedim...
Bütün senlere ucu dokunsun diye.
Bendeki sen içinden,
kendini tutup çıkarsın diye.
Sen; iki dudağımın arasındaki,
Ne söyleyebildiğim, ne yutkunabildiğim...
Gidiyorsun ya;
ardından içim gidiyor...
Güneşsiz bir dünya kadar yalnız,
Yaşamsızım.
Uzanır durur peşinden görünmez ellerim.
Dudaklarımda sessiz bir ağıt.
Bir bahçe yüreğim;
Ağaçlarında elma şekerleri büyüten
Toprağı şefkat sıcağı,
Güneşi anne gülüşünden.
Köşe başlarında saklı
yitirilmiş anne kucağı.
Işığa geldi pervaneler
Üşüştüler üstüme üstüme
Gülüştüler...
Işık dansı yaptılar
hayatımın üstüne
Çaldılar
Ben cumartesi gecesi kadınıyım,
Diğer günlerde ne ismim anılır, ne akılda kalırım.
Bomboş hayatımda boş anılarını ve boş zamanlarını paylaşırım
bomboş adamların.
Anlat derler sen de kendini...
Sabaha unutulmak üzere, anlatılır iki dudağımın arasındaki
Gökgürültüsü gibi çınlasa da sesin,
Güneşli bir gün gibi ışıldar hep gözlerin.
Ne varsa elden gelen vermek için bizlere,
Çalışsan da durmadan her zaman bizimlesin.
O kocaman gövdenin içinde yumuşacık,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!