Sen yokken mevsimler geçti içimde
Ne düşler kuruldu yapayalnız
Ne hayaller yıkıldı göz göre göre...
Sahaftaki kitaplar gibi yalnızlığım,
Küf tuttu...
Sayfalar kadar dolu yüzüm,
Yalnızlık gözlerimden akıp giden yaş olsa,
En sonunda tükenip biten bir savaş olsa,
Yaşanmamış bir aşkta geçikmiş telaş olsa,
Senin gelişinle kaçıp gitse içimden.
Yalnızlık geceleri kötü bir rüya olsa,
Avuçlarımda teninin kokusu var şimdi,
Dilimde tadın.
Bilmiyorum
Kaç defa söyleniyor içimde adın?
Dolu dizgin gidesim var hayatın üstüne,
Daya gönlüme silahı
Kur tuzağını
İsyanında tel örgüler sivrilsin.
Haklısın...
Söyleyecek sözüm yok
yüzümde sana
Gece,
Gözlerini kapatmadan kaçabildiğin yanılgıdan
Sabahın yüzüne vurduğu gerçekleri
örten olgunlukla...
Tüm hatalarını bağrına basan
olduğu gibi,
Saat sabahın üçü, saat anlamsız...
Sadece senin olan saatler, sadece benim,
Ben sendeyim, sen bendesin şimdi yasaksız,
Habersiz, sahipsiz, kimsenin...
Sıyrılırım düşlerden gece sabaha durunca
Dayar anlıma silahı anılar
Sımsıkı tutunduğun aşkmış
Kime ne?
Yanar döner yüreklere mi nazın?
Bakmaz olunca dönüp yüzüne
O yürekten çıkp da gitmek lazım...
Geldiğinde kapımı çalacak mısın?
Gözünden anlar mıyım olacakları?
Gözlerimin içine bakacak mısın?
Ele ele tutup,
Birlikte susup,
Bağrıma taş basmadım
Her şeyi kesip attığın o kör bıçağın
Buz gibi soğuğuydu bastığım.
Bastım ki boğazımdaki yumru hep orda dursun
Gözümdeki yaş orda kurusun.
Aşkının ateşiyle yanan kalbim,
Hiç gözüm tutmamıştı ilk zamanlar
Dilimden hiç düşmedin sonra
Hiç ayrılma vakti gelsin istemedim bir ara
Gün geldi bir 'hiç' oldum, olmadığında
Hiç işim yokmuş, dediğin gibi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!