Gittiğinde;
Gözümden bir damla yaş düşmedi.
Bakmadım yollarına,
Saymadım mevsimleri.
Zaten gelmezdin...
Dilim varmıyor ki şikayete
Hep sevilenden yana çekilen
Beni en çok sevindiren,
en çok üzen
Gözünün içine baktıklarım değil mi?
Ne kadar yakınsın ölüme
Dilinde ölüm tadı var.
Dudaklarındaki ıslaklık sözlerine bulaşınca
su gibi akıyor
Çekici, karanlık
Ölüme yatkın.
Kalsın, kalsın yerinde
Yalanlar şehri kalsın...
Suyundan kireç tutmuş yüreklerinde
Döktüğüm gözyaşının izleri kalsın.
Kalsın;
Kime zararım vardı ki benim
Küçücük bir mutluluk için çarpıyor kalbim
Uzandıkça kırıldılar her defasında
İçleri bomboş kalan yalnız ellerim...
Şimdi her gece seninleyim...
Benden izinsiz giriyorsun rüyalarıma
Senin kollarından alıyor her sabah beni,
Artık görmek istemediğim güneş ışığı...
Gözlerimdeki yaşlar açıyor kirpiklerimi,
Ellerini arıyor düşmek için
Şefkatini sevdim senin,
sesindeki sevgiyi.
Elinin sıcaklığını,
yüzündeki ilgiyi.
Özenini sevdim senin
saçıma dokunduğunda,
Dün;
Yeni çizikler yokken kalbimizde,
Son darbeleri yememişken henüz
Dünyaya umutla bakabildiğimiz gündü.
Dün;
Küçüçük bir nokta ol hayatımda
Cümlemin noktası ol
Durdur beni yaşamın son hızında
Anlamlandır beni sözlerin arasında
Karışmasın günlerim-gecelerim
Akıp giden pürtelaş sırasında.
Karaladım sayfalarca da
Kendimi 'bi halt' sandım.
Baktım aşklar aynı aşk,
Dünya hep aynı dünya...
Elimde tükenen bir kalem ve kağıttan başka
Bir de oyuncak şiir kalmış bana.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!