ben bütün ezberimi o vestiyerde bıraktım leyla.
hangi sokak denize çıkar,
hangi vapur lodosu yer
unuttum.
hafızam; zembereği boşalmış bir istasyon saati
tik takları lüzumsuz, akrebi firar.
aklımın anahtarı kapı paspasında,
kendi evimde mülteciyim şimdi.
oysa gitmiyor sevdiğin.
yasaklanmış bir dilde, toplatılmış bir bildiri gibi
duruyor sol cebinde;
buruşuk, tehlikeli ve sıcak.
adımı sorsalar, lal olurum, dilim dönmez
ama senin o dolunay gibi geceye saplanışın yok mu...
o gümüşi bıçak, o bembeyaz ihtilal.
şalterler iner, şehir susar
bir tek senin yüzün asılı kalır boşlukta
retinamda bir mühür: suretin.
sonra bir dal kırılır, irkilirim
mantığım istifa eder, şuurum sürgün.
o çalıkuşu ürkekliğini tanırım, o anarşik ritmi...
göğsümü yumruklayan o kanat sesi.
hangi dala konsan orası benim memleketim
hangi iklime göçsen orası benim gurbetim.
bakma sen o ciltli kitapların yalanına
"nisyan" dedikleri; adresleri yutar, sayıları siler
yangını silemez...
şimdi sorsan; mevsim kış mı yaz mı, bilmem.
dünya dönüyor mu durdu mu, bilmem.
bildiğim tek şey var, o da bilgi değil, kıyamet.
ne zaman gözlerini düşünsem leyla
içimde, en derin fay hattımda
bir şeyler devrilir, bir şeyler yeniden başlar.
akıl korkaktır; ceketini alır, sıvışır gider.
kalp hatırlar.
billa hatırlar.
Hiç unutmaz ....
Kayıt Tarihi : 16.12.2025 18:48:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!