Sevgi ile çıktık yola bir kere
Daha yaşanmamış haz vardır bende
Nam salmadık belki yedi düvele
Ama çalınacak saz vardır bende
Yola gelmez yobaz ile sohbete
Yirmi yedi yaş
Yirmiyedi fidandır bağrımda
Hepside sürgün vermiş
Yazında baharında güzünde kışında
Soğuk ve kanlı vurgun yemiş
Yirmiyedi fidandır
Çok uzaktan geliyor, ince bir sızıdan
El değmemiş kanayan yaranın ritmini fısıldayaraktan.
Ne sevdalar yaşamadım ah, ne aşklar görmedim
İnce bir keman sesi gibi geldi geçti de kendimden ürkmedim
Göstermedim kimseye görmedim kimseyi
1.
Gözlerin erken doğan bir bebeğin elleri gibiydi,
Saydam, kanlı, kırılgan,
Fakat gözlerinde saklı olan bir doğu masalıydı...
Çok uzaklardan gelen bir habercinin
Sessizce öleceğim biliyorum
Kimseler bilmeden bir hasta yatağında
Gözlerim kapalıyken ve huzurlu bir uykuda
Ansızın duracak nefesim
Başucumda üç kadın duracak
Bu şiddet, bu ölüm, bu mermi sesi
Bir tankın altında yatar annesi
Sahipsiz, evi yok, yoktur kimsesi
Bakar can gözüyle yüzüme çocuk
Hayat anlamsızmış, ölüm kalımmış
Bir Eylül gecesiydi anne,
Abim askerde
Gece uyanıverdik
Radyoda sert yüzlü insanlardan biri
“Netekim” diyordu hoyratça
“Netekim devlet her şeye hâkimdir”
1.
Kapalı Çarşı’da İki Güvercin
Uçuyordu, kaygısız ve pervasızca
Birbiriyle oynaşan iki sevdalı yürek,
Çarşının kubbesini gök kubbe bilerek
Özgürce uçuyordu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!