rüzgara teslim güz yaprağıyım önünde
ezdin kara taşla gönlümdeki özlemi
diktiğimiz güller soldu hayallerin ortasında
mevsimlerden güz oldum gizlerden yağmur...
saldım ömrümü bulmak için izlerini
nice yanılgının ateşi
asılı kalır ayrılırken tabuta
kaç çöl yeşerten yağmurların
kristal damlaları
gözlerin çukurunda
baba
bir kez daha sensizliğinde kalıyorum
bir kez daha yokluğunun dayanılmazlığındayım
tarihlerden düştüğüm günler
şimdi söyle baba
yaşamın kıyısında
ölüme ramak kalmış
son demleri geçiyor nefes nefese
karanlığı bekler yine yüreğim
çekilip bir köşeye seni düşünmek için
bendeki sarhoşluk
aşkının tazeliği.
vuslata uzak değil
hayalin.
gönlümün sevinci aşk
bir beyaz zambak
suskun saatlerde gecem,
senden ses yok,
ayrılık büyütür hüznümü,
yüreğim hasretinde,
yarım aşkın acısında…
kalbin dehlizlerinde
sevdanın kanatları
girişlerinde bir kentin
şairlerin nişangahı
aşka adanmış ateşli sözler
ve mehtabın koynunda
yeniden yenildik
bulut rengi gecelere
al götür, ne varsa al
geride bıraktığın
ay ışığından
solan son gülden
nasıl bir duygu acaba
babanın evladının saçlarını okşaması
nasıl bir his acaba
evladın babasına sarılması
öksüze neden öksüz denir bilirmisiniz
ötesi bile suskun dağlarımın
yas mı tutar bu gönül uçtan uca
güneş mi doğar hayır
gelişine doğar ancak güneş
nereye baksam yağmur öncesi gözlerin
ne isterdim biliyor musun
şair şiirleri tamamen düşünerek ve çok üstünde durmuş sanırım hiç bir şiirinde herhangi bir yanılma yanlış yazma şiirde bir değişiklik karıştırma yapılmamış şair gelçekten şiirlerinin üstünde durmuş yani hemen iki kelimeyi birleştirip şiir yapmamış ciddi ve anlamlı şiirleri yazmış tebrikler