Bir sahne ki,
ithal ikame
bir kukla gösterisi
sürüp gitmekte...
O kukla ki,
Aç kapıyı hayat!
Çok uzak yollardan geldim
ve gidici değilim
diyeceklerim bitmeden
istersen kulak ver
ister sırt çevir gene...
Bu toprak
bu çimen
bu su,
burcu burcu tüten
bu tanıdık koku,
bu turuncu
Neydi o içime sığmayan
içimin sığmadığı ya da
ya sabahları bulan sarhoşluklar
ve onca yol katedip de
diyemediğim gene? ..
Kırgın mırgın değilim
hele ki sana
olamam da zaten...
Başka yerlerdeyim ama
ve başka zamanlarda bugün...
Gör bak
kulak vermek yüreğine
ne güzel şey
ki aşmak dediğin
mesafelerin gazabını
çocuk oyuncağı…
Gitmesine gidecek de yaz
nazlanıyor biraz...
Mini minicik bir dere,
el koymuş ufkun turuncusuna
ve kızılına
İmansız bulutlar sarmış
güneşi ve şehirleri...
İnsan maskeli robotlar
her köşe başında,
tüketmeye hazır herşeyi,
her an...
Kimi
kaybolur gölgesinde renklerin
zannedersin yok
olmasa da olurdu zaten
desen yeri
gri kadar bile
Peşinde koştuğun
kodumun serbestisi
tutsak kodu
bi’ dolu boşluğa
bağlı kodu
eli kolu bak! ..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!