ahhh gece
suskun kollarını aç bana
savrulsun kara saçlarında hüzün
dilime batan sözler dökülsün avuçlarına
kin ve öfkenin hışmından kaçıyordu adalet
oysa yol onun
yol/suz/luk cem-i cümlenindi Günçiçek
*******
gece değil, günün tam ortasında
ve gözümüzün içinde
kimi an ehlileşmemiş yılkıyım
külfetinden kaçılmış
ne fark eder zaman ve mekan
hala aynı düşte 'ben'deyim
ıslak mevsimler geçer üzerimden
bir başka kavrlurum harda
güneşe çok yaklaştın Günçiçek...
korkma, daldır ellerini ateş topuna
varsın erisin her bir hücren
dökülsün dilin
sen...
su ve ateşle yoğruldun
Susuz, uykusuz ve yorgun kulaç atıyorsun geceye
yıldızlar sessiz yıldızlar ırak
kuşanmış libasını saçlarının karası
kim varmış kim yokmuş
kim kalmış gönül telinde Günçiçek
ağır ve sancılı bir zamana
güneşi dokuyorsun Günçiçek...
ihale edilmiş ihaneti kutsayan binlerce mürid
ve ince ince örülmüş karadul ağı...
alacakaranlık kuşaklarda binlerce el
Şiirleriniz bir harika gerçekten.İç dünyanızın başarısı dış dünyanıza yansıyor şiirlerinizde.
'İnsanın iç dünyası ile dış dünyası birbirine koşuttur.' derken Spinoza,bunu, siz gibi değerli insanlara atıfta bulunmuş,sanırım.
Bu şiirleri yazanın ben bir öğretmen olacağını umut ediyorum. Sayg ...