Anladım ki
Eski diye tarif edilen yaşanmışlıklar
Söylenmemişlikler
Gizli Korkular
Anı olmuyormuş
Terk etmiyormuş gökyüzü suskunluğunu….
Yağmurlar
Rahmet için buluştuklarında
Kar günahları kapatmak için
Dağlara nişan bıraktığında……
Geç öğrensemde
Senden yana ne varsa
Biriktirdiğim Zulamda
Gizli yaramda
Gönül Mahsenimde
Yıllar içinde
Tüketmişim Gözlerinden
Mirasyediye çıkmış adım meğer….
Biriktirdiklerimle yetinmişim
Azala azala…
Bir hayal
Bir an
Çocukluk hevesleri
Yüklenirken benliğime
Servet kabul edip
Zengin saymışım
Yalancı vakitleri…..
Yüreğimde ki kıvılcımı….
Ne çok yitip gitmiş
Belleğimden
Zalim Vakitten
Mirasından bakiye kalmadığında
Gözlerinin rengini unuttuğumu
Fark ettiğimde…
Bir ismin kalmış
Birde Gönül sızım….
Sen
Yedi iklim
Güneşken çevrene
Ben
Ahmak ıslatan
Yağmurlara teslim etmişim yüreğimi….
Servetimi
Rüzgarlara emanet etmişim
Sana getirir diye….
Bumuy du
Aşkın öğütücü taşı,Azı dişi
Değirmeni
En olunmazı…Bumuy du Yüreğin Bade’si……
Meğer ne çok Mirasımdan yemişim seni….
Meğer ne çok bitmişsin İçimde….
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta