gece yarıları geçmeye yol almıştı
ıslaktı dudakların yağmur sonrası öpüşümle
sıcaktı tenin hala,
dumanı tütüyordu..
dokundukça biriktirdim ateşimi
cehennemi göze almıştık
ve tanrı şaha kalktı
sultanlar dile geldi
hizmete hazır sultanların ayaklarındaa
dün sana yazdım tüm suçlarımı
allahsızlıklarını
küfürlerini
ağır yaralı uzanmıştı yolun kenarına
ve çamur içindeki sırtı tüm suyu çekmişti üşüsün diye,
yanından arabaların geçtiğini duyamayacak kadar dalmış gözleri vardı
oysa gözlerinde sıcak ve keskin bir bakış vardı hep,
sonrasında sıcak bir nefes hissetti yanağında,soğan kokulu.
gözünü açması ile adamın geri çekilmesi bir olmuştu
hep yorgun geldin bana
en çok da ihtiyaç duyduğum anda,
hep suskun sokuldun yanıma
en çok da delidolu olduğum anda,
küçük iken doğmuşum
daha doğrusu doğduğumda küçüktüm
sonra bir annem br babam olmuş
daha doğrusu annem babam benim olmam için bir olmuş
sonra büyümüşüm
bir tanrım olmuş
sensizlik
ölüm gibi mi geldi sandın
ölüm
sensizlik gibi geldi bilemedin.
ansızın savrulan yaprağın çıkardığı ses gibiydi yalnızlığın ölümü,
1
ılık bir hava
yok yok soğuk
iyimser olamam
buz kesmiş bir hava.
hani dışarı atsan kendini kulaklarını bıçak kesecek gibi..
kırmızı bir düş gördüm geçmeyen her gece
ince çocuk sesli bir sevgili gibi geçtin
duruşu mağrur
sözleri kızgın bir terkediliş gibi
sonra gözleri vardı
masmavinin en kapalı tonunda
kırmızı ışıkla birlikte kalp atışlarım tavan yapmıştı.
gözlerinden sanki bakış değil
zehir idi fışkıran,siyah...
korkuyordum bakmaya
ama bakmadan da yapamıyordum(k)
deliiiii :))))