ışıkların sönmeye başlaması ile başlamıştı kalp çarpıntım
oysa gayet uzaktım sevdana
tenine
gözlerine..
taki sen çıkıpta derinlerine almayana kadar..
bir sıcak rüzgar esintisi sandım ama değilmiş
14 yıllık evliliğim vardı. İlk bir seneyi çıkarın kaldı 13 sene.
koca 13 sene boyunca 14 defa boşanmak istedim,ama bırakmadı.hep ölümle tehdit edildim.
İki kızım var ve ben onlarsız yaşayamam.
Onları bana karşı silah olarak kullanıyor.
33 yaşındaki aklım olsaydı yani evliliğimin 13. senesinde derdim insanlara sakın evlenmeyin.
Hayatımı kazanmak için çalışmak istedimse de bırakmadı.biliyordu para kazandığımda çocuklarımı alıp onu terk edeceğimi.kendisine baba diyordu hiç utanmadan.
imkansızlıkların cirit attığı bir odanın içine hapsedilmiş cıyak pervane sesi ve yaz sıcağının belli belirsiz esen terli kokusu kıvırcık saçlarının dalgasında kaybolduğu anı unutturmaya yetmiyordu.
masum değildi,ya da masum olmaması gerektiğini öğrenmişti.
yalnız da değildi,kalabalıklarda da yaşamıyordu.
sadece isminin baş harfinde aşk'ın a sını taşıyan ve gözleri hiç mi hiç aşk dolu bakmayan,bedeni sevişmekten büzüşmüş bir fahişe suskunluğu gibiydi..
masum değildim,ama masum görünürdüm.
ellerim ne zaman avuçlasa kalçalarından terk edildiklerim aklıma gelirdi.
sıcak
kavurucu bir sıcak kuru olanından...
2bin model dolmuşun en ön koltuğundasın bir buçuğunu doldurmuş yol arkadaşınla...
bir ülke;
şimdi saat en güzeline ilerliyorve bir adam sokaklarda kol geziyor
yukardan bakması kolaymış gibiyim ve adam durduruyor birilerini
ceplerinde bayramdan kalma şeker
anons geçiyor;
-amirim 3 zanlının ceplerinde bomba olduğunu tahmin ettiğimiz birşeyler bulduk.
ağzımızı izmirli güzele dayadık da ne oldu yılmaz.
olmayan varlığın olanla birleşmesi değilmiydi sevdanın oluru.
gel gir al beni içeri pencereden demek kolay gelir şaire.
girip üşümeyi bilmedikten sonra neye yarar deli sevda die inlemelerimiz.
golha ile derine götürdün de ne oldu farid
ahmed ayı karanlık yaptı sana inat bilemezmisin.
sana bağışlıyorum tüm umutlarımı bu gece
tek varisi bu sevdanın sen gözüküyorken.
ellerimde gitarın yırtılmış telleri
dudağımda samsum 216
ve hiç gitmediğim yerlere dönüşsüz tren bileti.
iç savaşlar boy gösterdiği tarihlerde
-'içtiğimsin
içtiğimin içisin
içilecek içkimsin'...
durmadan mırıldandı kadın
elindeki şarap kadehine bakan gözlerle...
sigara yakılsın.
kurban seçildi,ay.
hangi sesin tınısında sabahladığımızı bile bilmezdik,
gece çıplak bedenler.
bir yudum alınsın.
yaşı yeni 30 u devirmiş küçük bir kadın.
deliiiii :))))