Mihr-i Didem
Kerpiçten perdeli bakışlarımız
İçimizde betonarme hudutlar…
Ağlamanın kahkahaya karıştığı sokaklarda
Hakir ettik düşlerimizi yek pula
Kat kat kefene sardıkça sürurlarımızı
Lahza lahza bulandık gama
Ey mahbûbe-i ruhum..!
Heyhat ıstıraplarla ile devşirildi cesetlerimiz
Sus payında tuza banılan yaralarımız yangın...
Gül kokmuyor artık dokunduğum hiç bir yürek
Noksandır sokaklar karanfil rayihasından...
Tebessümlerin gurbetliğinde çehreler kurt
Küfür derya deniz
İki cümlenin bir harf etmediği güz yapraklarında
Hasret gök kubbede dolunay
Sevdalar ayak dibinde toprak
Ey mihr-i didem..!
Ruhum güzergâhında papatyalar solgun
Bayatladı iklimler gönlüm zarı içerisinde...
Henüz uğramadı Ekim
Bu heyelan bu yaprak düşüşü Eylül sevişlerinden…
Kalp karıncalanmalarımda ismin çalkalanıyor damarlarımda
Hasretinden sinemde boncuk boncuk ecel
Oysaki gönlüm enlemi boylamı kalbindi
Biihtar sızıların ruhuma volkan
Ey tac-ı dilberim..!
Bivefa bakışların sürur ve telaş
Baharlar soldu sensiz gönlüm avlusunda…
Bilinmezliği katre katre gözlerime karıp
Terk edişlerinin izine bırakıyorum hüzün gülüşlerimi…
Aralık üşüyüşlerimde cemreler atlas
Kaskatı kesildikçe toprak
Karakışlar birikti kirpiklerime
Biilaç hislerin gergefinde cezp etikçe elemin
Örtüldü hüsn kuyularım
Ey şebnem-i aşkım..!
İpek düşlerinin cerrahlığında beraat edildi keder
Kalbin şehrinde gönlüm enkaz ve viran ...
20250811-12
2249-1050
Kayıt Tarihi : 12.8.2025 10:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!