Sebep ne içimdeki bu darlığa,
Gözyaşlarım kana karışan nehir..
Boğulurum baksam hangi varlığa,
Varlıksa aşıma katılmış zehir.
İçine düştüğüm kuyu fezadır,
Tasalı bir günde, sakin ve sessiz
Bir çocuk, elinde kırık oyuncak
Bütün tasalardan uzak habersiz
Bir köşede durup da oynayacak
Derdi yok acısı yok bu oyunun
Öldürüp ateşe beni vermeden
Âşk odunla diri diri yandırdın
Tutup eteğinden şûha ermeden
Yüzüne baktığım Pîri yandırdın
Gözlerimle gözlerine dalınca
Zannettim ki sen Leyla’nın ruhusun
Gözlerini gözlerimden alınca
Anladım ki bir aşığın şuhusun
Aşkım tecelli, ruhum hasta..
Ne deva var, ne de bir derman.
Gitmek isterim ben bu yaşta,
Ne o hava var, ne de ferman...
Ah benim zamana sığmaz telaşım
Varacağın yeri bana da söyle
Bu halimedir her düşen gözyaşım
Aceleyle geçti bir ömür öyle
Dünya penceresiz trendi bindik
Hüzünleri doldurup da bahçeme
Akşamın kasvetli ince yelleri
Selam götürün uzak memleketten
Benim için tasalanan anneme
Şimdi olsaydı şefkatli elleri
Yeter artık kımıldasın yapraklar,
Ey rüzgarlar dört bir taraftan esin.
Beni kendine çekmesin topraklar
Vermeyim hesabını her nefesin.
Çıkmalı sonuna kadar avazım
Halim ne tılsımdır ne de bilmece,
Sahibim ilimden yoksun bir akla..
Yunus gibi yollarda gündüz-gece,
Ömrüm geçiyor onu aramakla..
Bir an bulunur mu bin an içinde,
Ah şu sazımın yüreğime vuran bam teli
Ciğerimde bölük bölük yara oldu her perde
Kanatıyor her dokunuşta nasırlı eli
Her dokunuşta götürüyor yeni bir derde
İçimde büyük ürpertiler olur her zaman
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!