İçini dolduramadığın kıyafetlerin,
Acını taşıyamayan bavulların,
Ne zaman nereden kalkacağı yazmayan bir bilet ile,
Hangi yola gitmeyi gözlersin?
Olduğun yerde,
Sabahın beşi.
Henüz sönmemiş sokak lambaları.
Henüz tam aydınlanmamış gökyüzü.
Duymaktan uzaklaştığımız,
Kuş cıvıltıları.
Bir sela çarpıyor kulağıma.
İnnelillhai inne raciun.
Allahtan geldik ona döneceğiz.
Ne boş acılarımız,
Ne bos çabalarımız var.
Bugün ağladım.
Yüzümden belli olmuyor.
Bugün terk edildim.
Yüzümden belli olmuyor.
Bugün hiçe sayıldım.
Yüzümden belli olmuyor.
Bütün sesler birikir buraya.
Ama siz,
Siz bilmezsiniz buraları.
Bilenle de
Nedendir bilmem,
Yok şu ara aram pek!
Daha hayat hikayeni anlatacaktın bana.
Kirlenecekti yüzüm daha..
Anlattıklarınla birleşip,
Bütün yaşanmışlıklarla,
Çizgi oluşturacaktı alnıma.
Sen oturdun,
İnce belli bir bardakta,
Demden ibaret bir bardak çayınızı alayım.
Anlatacaklarım var sizlere;
Uzaklardan bahsedeyim.
Uzun sap bağlamamın en ucundayım.
Gövdemden kopmuş yedi telim.
Sesim soluğum kesildi benim .
Bir tüfekle ,
Öğrendim kuşları vurmayı .
Oysa severdim de onları .
O tüfeği kullanmayı öğrendiğim gün ,
Beni yanlış anlamanı istemem
Bu konuşmayı elbette yüz yüze yapmaktı niyetim
Bildiğin üzere hiç göstermediğin yüksek çabandan ötürü
Çok görememekteyiz birbirimizi
Sözü nerden tutsam bilemedim
Nerden tutsan gideceğim ama bil isterim
Yaş aldıkça mı,
Yas alıyor insan ?
Bilmem.
Belki de ölüm kokunca
Yaş alıyor içten.
Öldürdükçe, ölüyor insan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!