sevinç bürünmüş kızıllığına
çıkmış dünya turuna...
bir işçi kıza gamze olmuş
gülmüş dünya tüm cilvesiyle
Bir gonca güle durmuş o sıra
Kâbus dolu bir geceden
Kan ter içinde
Uyandığın da, seher vaktinde
Günün ilk ışıkları öpünce gözlerini
Unutursun her şeyi
Son dördününde ay
Yakın geçmişe bakınca
Düne ve önceki güne
Gelişen ve değişen çok şey var.
Anayasa değişikliği
Paslanmış durur yıllardır
Evin önünde sessiz, sedasız.
Ne başında bir tek tel saç kaldı
Ne de gözünde ışık
Hissediyorum.
- emekli oldun sende
Yürekler sıkıntılı
Bellekler bezgin ve yorgunken
Yerle gök arasında hani
Sıkışıp kalmış gibiyken
Ansızın bir yerlerden
Birileri gelecek gibi
Yitirmezse umudunu
Seviye ve sevgiye
İnancını yitirmezse insan
Beklemediği bir zamanda
Çalar kapısını
Şaşırtır aşk
Çok sevdiğimi biliyor belki
Belki de rastlantı sadece
Adına kiraz çiçeği demiş ya
Bu bile yeter bize.
Yeşilin sarıya duruşu
Donmaya duruşu suyun
...Ve benim duyduklarım
Sonu mu yaşadığım baharın?
Neydi o yaşadıklarımız?
Bakışlarında o gördüğüm anlam
Sofrayı kaldırsam olur diyordu.
Mutfağı toplarken seyrettim onu
O biraz Boğaz’a insek diyordu.
Odaya gelince tuttum elinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!