Son nisan yağmuruyla yıkanmıştı
Uyandığımda İstanbul.
Sen miydin açık penceremden içime çektiğim?
Gök, ya kendine arkadaş aradığından
Ya içimi de kapatmak istediğinden
Külrengi bulutlarla örtünmüştü.
.....................................Ağabeyime.
Bak arkadaş
Tüm çınarlar yıkılmıştır belki
Diktiğin fidanlarsa kurumuş
Gözlerine çizili bir çağın ızdırabıyla
Yanmaktadır yüreğin bir volkanın ateşiyle
Fırtına öncesi
Sakin bir deniz gibisin
Ha patladı patlayacak
Aşksa eyvallah da
Korkuyorum gene de...
11/9
Ne zaman yeniden başlamak düşünsem
Adınla başlamak isterim her yeni güne
Vazgeçemeyeceklerimi düşünürüm de
İlk sen,hep sen gelirsin usuma…
Çocukluğumu asla almam yanıma
Tanıdığımda
Benim on sekizdi yaşım
Ellisini aşkındı o.
—Bekle, hele zamanı gelsin derdi
Beni tepkilerimi frenlerdi.
İçimizde
En şanslı kişi Âdem
Vazgeçmedi
Havva uğruna kimseden.
Ki,
Demişti bana
“İnsan bir ormandır.”
Ve
Ne zaman çıksa
Kendi derinliklerine doğru
Sevgili
Öylesine sevmişem ki seni
Gönlüme yer etmiş varlığın
Öylesine severim ki seni
Hiç solmayacak
Usuma yansımış güzelliğin.
Ben,
Çocukken Troya da
Milattan bilmem kaç yıl önce
Deniz oynaşırken
Bizim oralarda.
Sizin Kaz dağlarınız bile
Hastayım…
Soğuk algınlığıdır geçer dedimse de
Çok ağır kaptırmışım demek ki
Günlerdir yataktayım.
Sağ olsunlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!