Gönül dağımdasın bir tanem;
Dağım; sert ve yalçın kayalar
Gökyüzünü delen uçsuz bucaksız zirveler gibi..
Bulutlar bile erişemez
Bir tek sen varsın
Bir tek sen yaşarsın zirvelerimde…
Gözlerin sözlerinden neden ayrı konuşur?
O bakışlar içinde, hep hicranlar buluşur…
Bakınca gözbebeklerine; mutluluklar savuşur
Sözlerini duyunca mutsuzluklar kavuşur…
.
Sözün başka, gözlerin bambaşka konuşsada
Hey gözünü sevdiğimin şehiri
Havasından hayat akıyor sanki...
Sokaklarında; maziden sayfalar
Dağlarında; geleceğe sevdalar uçuşuyor...
Denizinde oynaşırken kıpır kıpır hamsiler
Ben; sevgilime Ganita’da yazardım
Hatırlıyorum da;
Küçük bir çocuk idim,
Yağmurlu bir bahar gününün ıslaklığında
Yağmuru seyrediyordum
Dış tarafı damlalarla dolu camın
Kuru olan iç tarafında,
zaman dilimlerini vurdum
hasret damlalarıyla
gözlerim takılı kalmış eski fotoğraflara
sımsıkı bir kaç damla
vururken sararmış fotoğraflara
işte;
Sana olan sevdamı şiir yapayım dedim;
Harfler kitap oldu da, sonu getiremedim…
Tek tek ekledim inan sevgi damlalarını;
Dünyayı sel aldı da, suyu bitiremedim…
Kelimeler şenlenir, seni her andığımda
bir rüzgar eser bazen benliğime aniden
uzaklaşırım şiire yazacak olduğum harflerimden
bazen alır başımı giderim
Bitmeyecek bir bestenin güftelerinde
Usanmadan seni, hep seni okurum...
Gönlümün eskimeyen kilimlerinde
İlmek ilmek bıkmadan seni dokurum...
Güneşin sıcacık nağmelerinde
yağmurlara astım aşkını
ruhum askılıkta kurudu
hasretlerin sıcağı yakarken benliğimi
ruhum nasıl ıslak kalabilir ki?
her adımımda sırılsıklam yüreğim
güneşlerin doğmasıyla başlar benim ölümlerim
gecelerine gül kokuları ekiyorum
yıldızlara mis gibi mutluluklar yükledim..
adreslerini sana yönlendirdim
sabahlara kadar güzel koksun gözpınarların
ruhunda dolaşacağım belki de..
haberin olmayacak..
Dost yüreklere merhabalar