Bir gün yaşayacaksın belki;
Terkedilmişliğin soğukluğunu...
Bir gün,
Bir gün duyacaksın
Güneş altında titremenin burukluğunu...
Asılacak ruhuna; inleyen bir gecenin soğukluğu
Bir kalp çizdim seni düşünerek
Nereye diye sorma sakın! ...
Bir yürek çizdim, sensizliğin soğuklarında
Hayalin ile ısınmak için…
İçinde sonsuzluk kokan boşluklar var,
Boşluklar; senin hasretinle dolu…
bırakma ellerimi
ellerimde yüreğin var
yüreğinde ben
ben
ben nasıl bırakırım ellerini ki
ellerinde yüreğim var
bulutlarda aradın mı hiç mutsuzluğumu? ...
bir martının gözyaşlarına hiç baktın mı dikkatlice? ...
yağmur tanelerinden isimler yazdın mı ıslak sokaklara benim gibi? ...
gizemli bir bakış fırlattın mı gökkuşağının tam ortasına? ...
en büyük gizem nedir bilirmisin bir tanem
içimdeki alevleri haykıramamak
özenle sakladığım mektupların şimdi önümde
cımbızla ayıklıyorum
tek tek,
elinin değdiği harfleri sanki...
özlemim dağlar gibi yürüyor üstüme
ben bir çaresiz
Bulutlardan süzülen hasret damlalarına
Set çekmek elde değil, sebebi sensin...
Ruhumu yakıp yıkan özlem yangınlarına
Set çekmek elde değil, sebebi sensin...
..
Saçlarıma kar yağdıran kadere isyanıma
yaşanmış şeylerin tadı tuzu başka oluyor be güzelim…
bir dalga vurur ıslatır kum tanelerini,
kurumaya bırakır ve çekilir
bir daha gelene kadar…
ama;
kurumaz ki kum taneleri
Alacakaranlığın kahpe siyahlığı yuttu düşlerimi
Sensizliğin cenderesinde yıkılırken bedenimin üstüne ruhum…
Ayaklarımın altındaki topraklar kayboluyor aniden
İsmin hayallerimde gezinmeye başlarken….
Soluduğum hava; birden bire yok oluyor
Sonsuzluğa ısmarladığım nefesin hayallerimi okşarken…
kıpkırmızı güneşin altında
sarı ışıklar alır gözümü
sırılsıklam olmuş düşlerim; seninle
martıların ürkek bakışlarında da yoksun
kıyıda ölen dalgaların köpüğünde de
bakışlarımla aramam seni artık
Bir gemi gidiyor
Sonsuzluk kokan sevdamın üzerinde;
Bacasından aşk tütüyor...
Yakamozlar saçıyor suyu yardığı yerden
Yakıtında ben varım; dumanında sen…
Dost yüreklere merhabalar