yuvargen yuvarlanmakta
düşmekte denizden parçalanmakta
parçalardan biri bir
bir bölü iki eşit iki
işte doğa dizgesi
parmaksız dokunuşlarla dolu
susmuşçasına haykırışlarla sağırlaştığım
birşey var
birşey var çözüp atamadığım
birşey var bungunluğu çoğaltan
yokmuşçasına olmalarıyla sevgililerim
görmedim ama bilirim
bu çizgi vardı
senden beni ayıran benden seni bu çizgi
nar çiçeklerinin mavisi
döllenmiş beden
hüzün doğuran beynin kurbağa korkusu
tutkulaşır sevgi
yoğunlaşır
ağırlaşır
ve bir ağaç yitirilir yaprakta
bir okyanus
bir mavi
uzayan kara gölgelerdir masanın altına
ve anlam yüklüdür mırıltılar sürekli
çay kokusu akar damarlara
mandal lamba kusar yere ve şüpheli
dinler mi
yayılan müziği
sarısı aşkın içtiğim kupkuru dudaklarda
bedenimi okşayan parmaklar
özgür bir başkaldırıştır dimdik avucunda
ve yitik yıllardır haykıran kulaklara
kulaklar sağır
sağır kulaklar çınlar
severim yolculukları hele geceyse zaman
gözlerim karışır akıp giden karanlığa
sevinci mi
üzüncü mü
bilemem
varışın ya da ayrılışın
eriyip iskelete dönüşmüş değerleri
değerleri gömmüşüm yokluğa
mutlu ne
mutsuz ne
bilmiyorum
sevinç ne
kuşlar yaptın gözlerden ile çiçekler dudaktan
ve kelebek renkler suskunluktan
kapı mıydı usulca
belki bahardı çaldığım
bir anda dokunup seninle senliği kavradım
duygu efemer gibidir mirim
bataklık kokusu yayılır beyinden
ama okaliptüsü kargışlamak şart mıdır
yanlışlar yaratmak doğruya karşıt
değil midir ki ikicilik tek gerçektir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!