Çocukluk saflığından gençliğin yüküne, umuttan tükenişe kadar uzanan yolculuğumun
en dürüst, en maskesiz hâli burada yer alır.
Melankoli benim için bir kaçış değil, kendimi bulduğum bir sessizlikti.
İnsanların değiştiğini, yüzlerin maskelendiğini, dünyanın ağırlığının omuzlara biriktiğini
erken yaşta öğrendim. Ama yine de içimde hep küçük bir ışık vardı:
bir gün aileme gurur verebilmek ve birinin karanlığını biraz olsun aydınlatabilmek…
Bu satırlar, içimde saklanan o ışığın—bazen sönmeye yüz tutan, bazen yeniden parlayan ...
Yoruldum bu fani sevdalardan,
Kafam olmuş bir hayli ihtiyar.
Yürüyorum boş boş, durmadan…
Ölmeyeceğim mutlu olmadan.
Mutluluk dediğim; beni anlayan,
Belki de param yok diye korkmuyorum ölümden
Olsaydı korkardım sanırım göçüp gitmekten
Kaybedecek bir şey kalmadı bu dünyada
Yoruldu ruhum, sığmıyor bedenime
Yoldayım bu bilinmez denklemde
Albayım, kazanıyor muyum, kaybediyor muyum bilmiyorum.
Düşünceler yine hayli ağır kafamda;
Ne yapacağımı ben de bilmiyorum.
Bir gün her şey güzel olacak,
Bir gün her şey enkaz kalacak sanıyorum.
O Halk Ekmek sırasındaki adam,
Çalışmaktan elleri nasır tutmuş;
Kim bilir en son ne zaman
Kendine bir şey almış.
Gözlerinden akmış hayatın yükü,
Saat 04.53
Kalmışım yine beyhude düşüncelerle baş başa.
İşin aslı, hep güzel hayallerle başlıyorum bu çıkmaza.
“Şöyle param olsa, böyle yaparım” derken
Eninde sonunda, tam ulaştım sandığım anda bile
Sarıyor beni yine çıkmaz sokaklar.
Tutunuyorum her defasında hayata;
Elimden gelmiyor artık mutluluk çabası da.
Mutlu olmak, hayalmiş gibi geliyor artık…
Oysa nasıl mutluydum önceki yaşamımda.
Baksan, en mutlu insanlardanım dışımda;
Yine düşündüm dün gece,
Bir paket sigara, bir bardak çayla.
Yaşamak için sebep kalmamış bende;
Neden hâlâ buradayım, bilmiyorum bu gece.
Heyecan yok artık içimde,
Ruhum tok;
Ne sevdaya, ne yeni bir hevese.
Tok dediysem, taş bağladım yüreğimin ortasına;
Gel de bul bir lokma mutluluğu arasında.
Kalmamış anlık heves dahi,
Gelmeyin ben ölünce mezarıma;
Kırgınım zaten bu fani dünyaya.
Kalırım ben bir başıma yerin altında…
Bırakın, yalnızlık zaten fıtratımda.
Unut gitsin beni; değmem hatırlanmaya.
Gök bağırıyor bu gece;
Ağzından salyalar akıyor litrelerce.
Kimisi korkuyor, kimisi meydan okuyor gizlice;
Dinliyorum sadece… Vardır bir yarası bu gece.
Bağırarak feryat ediyor belki de,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!