Sanki bilmediğim diyarlarda, kimsesiz bir başımayım;
En yakınım bile yabancı geliyor bu sıralar bana.
Yolumu kaybettim yine, Albayım; bulamıyorum harita…
Yolum olsa dahi, geçemiyorum o taraflara.
Felçli bir beden nasıl tutsaksa,
Karadeniz Gibiyim
Kimi zaman duygulu, ağlayan,
Kimi zaman karamsar, gri yaşayan.
Güldüğüm de olur çoğu zaman,
Ama sahte ,hemen gözümden düşer damlalar.
Garip havalar bugünlerde;
Neye elimi atsam kuruyor bu gecelerde.
Ben miyim her şeyi böylesine yaşayan?
Sanki ölü bir ruh var bedenimde…
Zorlanıyorum ben böyle günlerde.
Kanım öyle bir kan ki dünyaya hükmetmiş,
Asya’dan doğmuş, Anadolu’da kükremiş.
Hainleri ezmiş, al bayrağı yükseltmiş,
Benim atam Mete Han.
Dar günde kalkmışlar, yarmışlar dağı,
Bana neden bunu yaptın hayat?
Neden attın beni bir köşeye,
Neden bu karda kışta
Yapayalnız bıraktın bir kapı önünde?
Ulan, ne vardı
Çıkıyorum sessiz, kimsesiz sokaklara;
Savaşım bitmemiş, delirmiş hâlimle.
Kalbimde bir sızı, beynimde bir boşluk;
Yürüyorum durmadan mahşere yanaşan yollara.
Soluklanıyorum, kilitleniyorum bir kuşa;
Nedendir derdim, bilmem
Nedendir fani dünya, sınav mı bilmem
Sıkıntı üstüne sıkıntı
Nedendir bilmem
Yoruldum be, gelmeyin üzerime
Aybüke öğretmenin gitarından düşen o son nota,
sessizliğin içinden yükselip göğe karışıyor.
Bir çocuğun defterinde sakladığı umuttu her ezgin;
yolun yarım kaldı belki ama ışığın yolumuzu aydınlatıyor.
Öğretmenler Günün kutlu olsun, Aybüke Hocam.
Bir sürü sporcu kartım olsun,
Öyle çok olsun ki,
Bakıp iç geçireyim…
Koşa koşa geleyim eve;
Ellerimi yıkamadan oturayım sofraya,
Aynı beden, başka insan.
Benliğim değişmiş fark etmeden.
Gülüşüm aynı, hüznüm ağır şimdi.
Güldürmeyin dostlarım, içim viraneyken.
Utanıyorum gülmekten,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!