Varlığımı sana borçluyum ben
borcuna da sadık biriyim hem
eğer bir gün kara toprağa düşmüşsem
bilesin bu borcumu ödemek içindir
Gökgözlüm...
çok zaman oldu
bana sarılmayalı sen
çok zaman oldu
anneanne
çocukluğumu özledim ben
Yangın olur beni yakar küle çevirir
fırtına eser gök gürler
ben savrulur giderim
yokluk semtine doğru
yana yakıla
düşe kalka
Coşkunum bugün hey ahali
yaklaşın eteğime doğru biraz
biraz seyredin bu galeyanı
bu taşkınlığı
ruhumu esir alan
oynamak istiyorum sokaklarda
Anneciğim Babacığım
Ne mutlu ki bana
Gözlerimi açtığımda dünyaya
Siz vardınız yanımda
Dokuz ay karnında beni taşıyan
Ahir ömrümde de beni hep
Sevdiğim Polatlı
Ankara arası
her Allahın günü
ekmek parası
ve meslek sevgisi
uğruna gider gelir
Anne….
Hatırlarmısın ne uslu çocuktum ben
kabulümdü benim o dakika o an
sen her ne söylersen
annesizlik nedir hiç bilmeden
bilmeden nedir hayat denen
Kalk ölü mezarından
kalk ki yattığın bunca zaman
yetişir gayrı
şöyle bir bak çevrene kalk da
gör bir kere alem ne haldedir
seyret manzarayı ister keyifle
Özge...
seni günlerden cumartesi gibi sevdim
aylardan nisan ayi
seni firtinali bir gecede siginilan
bir limani sevisi gibi sevdim
köhne bir teknenin
SENİ DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VARIM
Gül yüzlüm ahu bakışlım
Yüreği yüreğime nakışlım
Ne zaman uykum bölünse
Adım gibi bilirim ki sen
Karıncanın yürüyüşü misali
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!