Gazze’nin Sessiz Çığlığı
Açlığın gölgesinde büyüyordu çocuklar,
gözlerinde bir parça ekmeğe sığınan umut,
ama korku daha derindi—
Uzak durman gereken sensin,
Ama içim, senin adını fısıldıyor hâlâ.
Kalbimle aklım birbirine savaş açmış,
Ve ben, kaybetmeye mahkûm bir asker gibi,
İçimdeki İkilik
Gözlerimde sahte bir huzur taşırım,
herkes baktığında sükûnet görsün diye.
Oysa içimde,
gizli bir fırtına
Keşke bazı şeyler de
benim gönlümce olsaydı;
hayat, inadına ters yönden esen
bir rüzgâr değil,
Nasılsın
Boğazımda düğümlenen kelimelerle,
sana sadece
“nasılsın” diyebildim.
Nasıl Susacağım Sana
Hayatımı altüst ediyorsun,
biliyorum.
Sana dair hiçbir şey
Ne özlemin yordu ne sevgin
Ne özlemin yordu beni,
ne de sevgin
ikisi de aynı odada susup kaldı zaten.
Sen yine de oralarda özle beni,
ben buralarda hissederim.
Aramızda dağlar, nehirler, zaman uçurumları olsa da
Papatya seven kadınlar vardır,
ellerinde küçük bir bahar taşırlar,
bir gülüşle açar,
bir hüzünle solar o beyaz taç yapraklar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!