Ey peri sûretli cânân, gel şeb-i yeldâda gel,
Âteşîn sînendeki nârı yakıp, devrân edel.
Rûz-i hicrân bitti artık, vuslatın demidir,
Lâ’l-i lebinden içip âb-ı hayât, mest-i elest olam.
Mûy-i zülfün ki siyâh, leyl-i tarâvetle misâl,
Düşse ger boynuma bir an, ebedî rüyâda kal.
Kâmetin serv-i revân, bağrıma saplanmış ok,
Ok değil, neşter-i aşkın, tendeki canı bile al.
Gerdanında iki gül goncası, tâze bahar kokar,
İhtirâsım coşar andan, âşıkın yârinde yol.
Yorgan etsem sana şol sînemi, döşek etsem kolu,
Unutursun gam-ı dünyâyı, bu fânî âlemde kal.
Âşık TURHAL der ki: Vefâ et, gel, nazı bırak,
Çünkü benden özge âşık, sana pervâne değil.
Hüseyin Turhal
Kayıt Tarihi : 19.10.2025 07:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!