Meserret 'in Penceresinden Şiiri - Yorumlar

Ülke üzerinde oynana oyunlar hız kazanarak devametmekte...Gene muhbirler, gene baskınlar, gene demir parmaklıklar...
Basın diye birşey kalmamış..Bab-ı ali şeklen yerinde belki..
Ama tüm bunlar nereye kadar...Ben mutlaka aydınlık günlerin geleveğine inanıyorum...

Eski istanbul ve oynana oyunları anlatan şiiriniz muhteşem Cevat Bey...
Her şiirinizi hayranlıkla okuyorum..Umarım kaleminiz hiç susmaz...Kutluyorum sizi...

Şiiriniz geçmişe ışık tutuyor, zaman makinası etkisiyle... Tecrübe herşeyde olduğu gibi şiirde de etkisini gösteriyor kişiye... Neyse bizim yolumuz uzun. Bakalım biz nelere tanıklık edeceğiz? :)

TEBRİKLER, TEBRİKLER, TEBRİKLER...

yedi karanfili dinlerken yedi harika düştü dizelerinizden şiir dünyama öyle ki sekizinciye ihtiyaç duymadı...

'şiir' adına yürekten kutluyorum üstadım...

yaşanılan anılar ruhda büyüyünce şiir olur çağlar boz çipilli derelerden mavi atlaslara......bir şiirden çok bir yaşanmışlık ve hala onları takip eden izleri gördüm sanki izleri ve gölgelerini...güzeldi vesselam!

Düzen aynı, oynanan oyun halâ aynı,bıkmadan usanmadan tekrarlanıyor ve yalnızca seyrediyoruz pencerelerimizden.
Budanma,kırılma,koparılma pahasına inadına var olan ve olacak olan ise bab-ı Ali,elbetteki onun güneşe bakın yüzüdür kapatılmaya çalışılarak, karartılan.
Güneş hergün yeniden doğar ve asla balçıkla sıvanmaz.
Halâ sürsede mahkumiyet...suçlu daima biz olsakta...susmayacak ,ülkemin heryerinde aydınlalana dek gökyüzü..kalemlerimiz.

Teşekkürler şair,bizimki içimizdeki bu doğruluk çizgisinin çoşkusundan esinlenerek yazılmış sözcükler.Tam yerine oturmasa da, siz ne anlatmak istediğimi anlamışsınızdır.
Yüreğiniz de,kaleminiz de susmasın...tebrikler.

İstanbul ne kadar saklı, bu ülkenin hangi gökyüzündedir aydınlık
ya senin yangın kızılı ürkek bakışlarındaki,
o çok daha farklı bir ışık …

sarı Cavit ’i ben tanırım, sana anlatmadım ki, nereden bileceksin
okunmamış yüzlercesi arasında, sadece bir tanesi ona aittir defterlerimin
bab-ı ali yokuşunu en hızlı çıkan adam ve kulağı da delik öylesine
tan matbaası yakılacak der birazdan, yazar verir bir kağıt parçası üzerine

ve dediği de çıkar ki hem de nasıl, toz duman içinde kalırız birden
iyisi mi şimdi biz biraz daha kenara çekilelim, meserret’in penceresinden
………….merakla bakma gözlerime öyle, ben o tarihte daha doğmamıştım
ne milliyetçileri, ne komünistleri ve ne de sertel’ leri henüz tanımamıştım
ben bu otele, çok önceden giriş yapmıştım….

SN.ÇEŞTEPE....
PAZARTESİ SABAHLARINI İPLE ÇEKER OLDUM..
VE ŞİİRİNİZİN HER SATIRI ALDI GÖTÜRDÜ BENİ 60 LI YILLARIMA... MESERRET OTELİN DE İÇTİĞİM ÇAYLARA...ANILARIMA...O GÜNLERDE YAŞANAN ACILARA VE HALA YAŞAMAKTA OLDUKLARIMZA....TEŞEKKÜRLER SİZE GÖNÜL DOLUSU.... SEVGİ VE SAYGIMLA...

OSMANLININ SON DÖNEMİNDEN BAZI ENSTANTANELERİN YER ALDIĞI VE TARİH BİRİKİMİ OLANLARIN ANCAK ANLAYBİLECEKLERİ,

M
U
H
T
E
Ş
E
M

B
İ
R

Ş
İ
İ
R

ALLAH'TAN Kİ, TARİHÇİ YANIM VAR.

ASLINDA NE YAZSAM BU ŞİİRİ TARİHÇİ OLARAK YORUMLAMAM ZOR.

TEBRİKLER AYDIN YÜREK.

TEBRİKLER USTA ŞAİR.

MÜSADE EDERSEN SENİ ALNINDAN ÖPMEK İSTİYORUM.

SELAM VE DUA İLE.

Hocam muhteşemsiniz.
Başka türlü okunmadığı gibi gibi kitapların, başka türlü de anlatılamıyor yazılmadıkça şiirlerinizde burcu burcu kokan tarih.
Dünü bilmeyen bizlerin, yarınlarını yedikleri çocuklarından sorulacak hesapları da bitmeyecek korkarım.
altmış yıldır babalarımızın ödeyemediği hesapların aynen bizlerden istendiği şekliyle.
Lütfen kendimize gelelim artık, yavrularımızın kayıp kuşaklarının sesleri geliyor rahimden!
Genetikleri sömürgecilerce değiştirilmiş canavarların doğumunu doğumunu göstermesin bizlere Râb.
Teşekkür ediyorum ve sevgi yüklü saygılarımı sunuyorum kabulünüze.

şair zatn birikimli..bir de istanbulda yaşamak var ya..dopdolu yapıyor insanı..