Güneşli bir Pazardı, yaz günlerinden kalma
Akıl der; bilmediğin, her yere girip dalma
Bilmesek te bizimdi, gezip dolaşmasak ta
Her karışı bizimdi, varıp ulaşmasak ta
Yeşili giymişti üstüne sımsıkı yapışırcasına
Ağaçdallarının parmakları siyaha döndü / hala narin
Ma-i bulutlar griye özenip gitmede
Uzamakta ellerim hayalet kadınlar gibi… ve ellerin.
Bir köpek havlamakta uzak
Ilık bir gün döküldü/ kayanın olanca sertliğine
Daha da bir kızardı gün
Parçalandı kayalar unufak oldu
Gökyüzü bıraktı emanetini kutsayarak
Ve kızıla boyanıp
Karıştı toprağa kemikler etler tırnaklar/ ve saçlar
Hisarlı Ahmet gelir derinden
seslenir türkülerle sazın telinden
yayılır dünyaya Ege'nin bu ilinden
Kütahya'm seni göresim gelir
İşte göründü sadık yar karşıdan
Gönlü elvermez yalnız kalmalarıma
Her günün bitiminde salınır gelir
Güler kara kara isyanlarıma
Uykuyla yer değiştirecek birazdan
tebessüm güllerini koparıp atalı çok zaman oldu
çiçekler var yüzlerimizde
kırmızı yapraklı, açıldıkça yanan, yandıkça kızaran
kan damlaları sürdük gözbebeklerimize
bir bebeğin küçük bedeninden dökülen
Atım tahtadan değil
Yelesi de naylondan
Alıp götürür seni
Kırbacımla dokunsan
Atım atım uçanatım
Asırlar önce bir masum doğdu
Nurdan kundak içinde
Yetimlerin en masumu, bebeklerin en nurlusu
Kainat coştu kaynaştı, semada bayram oldu
“Ümmeti ümmeti” dedi gelirken, yeryüzünün kızıl kıyametine
Güller açtı sinelerde pas tutmuşken yürekler
istanbulda günbatımı,lale kırmızı utancı yüzünde peçe
günbatımı grupla birlikte yüreklerde
sancılara duracak sabahı doğurmak için birazdan gece
ve ben çok uzaklardayım, mahzun çocuk hüznünde
gözümün önünde kuşlar uçuşur durmadan martısız kentlerde
fıstık çamları ve mahlep ağaçları çamlıcanın tepelerinde
Dün akşam eve giderken yolda
Yaşlı bir adam gördüm arkası dönük
Bir şeyler yapıyordu seçilmiyor uzakta
Başında kasketi alnının üstüne inik
Yaklaşınca biraz küçük çakı bıçağı
Parlıyordu güneşte pırıl pırıl çeliği
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!