Büyüdükçe küçülen dünyamda,
Çiçeklerimin üstüne basıyorlar.
Koşturucak bir sürü bahçeden,
Benim arka bahçemi seçiyorlar.
Dur bakalım çocuk,
Rüzgar asılı kalmış,
Caminin sivri minaresinde.
Acımı çeker, eğlenirmi belli değil,
Lakin intikam ister gibi nefesi.
Kim bilir, belki yarın lodosta yazarız,
Yarım kalmış bir şiirin devamını...
Kim kazanmış ki zaten.
Fani dünya kardeşim, kim kazanmış.
Biryerden alıp biryerden veren bu hayat,
Kime içirmiş zafer şarabını.
Sarhoş oluyorsun durma.
Kazanamadık madem,
Gelin olmuş giderken sen,
Hava hafiften yağmurlu ve kasvetliydi.
Kaybetmeyi yenilmek sanarken ben,
Sen gelin olmuş gidiyordun...
Kaybetmek yenilmek değilmiş,
Senin gözyaşındım,
Hayatım göz kırpman kadar kısaydı.
Üzüldüğünde akar yanaklarını okşardım,
Yada düşürürdün beni toprağa.
Mutlu olduğunda dudaklarını ıslatırdım,
Yada tükürürdün beni toprağa.
Güneşe uzanan merdivenler,
Aşık bir çocuk başında bekler.
Gitme çocuk ona, öleceksin,
Kimi bu kadar sevdinde biteceksin.
Kanıyorsa durur elbet yaraların,
Kaybederken insanlar sevdiğini,
Ağaç kabuğuna saklanıyordum.
İnsanları seyrederken açıyordu hayat,
Göz pınarlarımın kapağını.
Bizler oturduğumuzda Halil İbrahim sofrasına,
Seni düşündüğüm bir istanbul gecesi,
Sahilde dinlerken denizi ve istanbulu,
Deniz istanbula kızgın, vurur kıyıya,
İstanbulsa denizine küskün,
Ben dertli, şehrimse üzgün.
Dinledim istanbulumu,
Sormuyorsun hiç ne yaptığımı,
Ayakta beklerken şiir yazdım bugün.
Aceleci bir adam değilimdir aslında,
Bir buğday tanesi gibi beklerim zamanımı,
Ama bekleyemedim dört duvar evimi.
Umursarmısın bilmem ama,
“Kötü hissetme” dedi,
Sandı ki sadece kötü hissettim.
Ömrümden bir parça verdim,
Parçamı gömdü toprağa.
Sandı ki sadece kötü hissettim...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!