Güneş doğmamış, ay tepede
Arabalar, süregelen bir yoğunlukta ilerliyor
Hava serin bulutlar seyrek
Çayım soğudu ama ellerim kuru
Ağrılar yokluyor beynimi, sabahın bu vakti
ey sevgili
hoş eyle gönlünü bana
zehir olsa içeyim şarabını beyhude
ezeli severim, dermanı bende bu yaranın
sevdanın karası, kömürden kara
ala boya gökyüzünü
seni düşlemek güzel şey
kar taneleri düşerken gökten ellerime
bahar yağmuru ıslatırken yaprakları
senin özleminle sarsılır göz kapaklarım
içinde sen olan günlere anlam bahşedecek şiiri henüz
yazamadım...
serde serilmiş sessizlik
bende yer etmiş yersizlik
perde serilmiş gözlerde
nerede bu orman, bu deniz
uzaklara daldım
şiir kitabi okur gibi gece vakti
gün ağarırken, tepeden yaprakları çıtırdatarak
gizemli bir sevdanın eşiğinden kopmuş bir anıya tezahür
eden, bir beden düşler gibi...
Sevinemiyorum varlığıma
Yok olurken insanlığım
Küle döndürür ruhumu
Kırda aklıma gelen bir yara,
Kabuk bağlamış içimde...
bugün iştahsızım açlığımı sarsarcasına
hava bulutlu çorba sıcak
keyfim orta şeker
doyumsuzluğum müsaade isteyip erkenden gitmiş
kafamda ağrı gözaltlarım morluklarla çepeçevre
cümlelerde vurguların hezeyanı
soluksuz bağırtıların kuytuları
rüyalar yıkıp durur,
ters ünlemli uykuları
ünlem ve önem
estetik diye tutturmuş maarif öküzleri
serbest yazdım şükür, bütün şiirlerimi
adaletten muaf iklimlerde
düşünerek heceler yazmak hak değildi
bunları kalbim söylüyor
Şiirlere umut bağlamak da tehlikeli
Şahıslara bağlanmak kolay
Şaire eziyet mi bu?
Şiirleri şahıslara adamak tüm yüküyle,
Sahiden kurduğu kelimeleri, yitip giderek…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!