Birtek adın kaldı bende sana ait.
Sarı saçların bana inat savruldu rüzgarda.
Gözlerin yıldız oldu ellerin ay,
Ayakların koşaradım uzaklaştı yağmurda.
Bir sen gittin ogün benden bir sen.
Şimdi ne haldeyim ahh bir bilsen.
Sana cebimden;
Birkaç cümle suskunluk,
Boğazım da düğümlenmiş;
Sevgi sözcükleri çıkardım.
Kulaklarına fısıldıyorum,
Rüzgarla suskunluğumu.
Eylül geldi yine,ateşler daha bir harlı.
Rüzgar sert esiyor,kengerler uçuyor.
Yapraklar dayanamamış ayaza,yanmış.
Taş armudu dökülmüş dibine.
Toz duman asardan geçmeye başlamış.
Biraz yalnız gecelere isyanım,
Birazda sessiz sabahlara,
İki parmağıma sıkışmış cigarama biraz,
Ve birazda gençliğime isyanım bugün.
Hani dünyanın en mutlusu bendim ya dün.
Puslu havaları sevmem bilirsin.
Ne zaman pus olsa;
Beynime çakallar saldırır.
Zaman naza çeker kendini,
Gece yüzüme haykırır.
İçimde öfkenin büyüklüğü,
Hülya Avşar dan gözlerini çaldım,
Pelin karahan dan saçlarını.
Türkan şoray ın dudaklarını aldım,
Seray sever in göğüslerini.
Çağla şikel bacaklarını verdi,
Sibel can kalçalarını.
Gün yorgun,ve toplamış heybesini koyuldu yola.
Gözlerin uzak bana.
Sözlerin hicran şarkısından acı,
Ve yüreğime saplanan kıvrımlı hançer.
Kan değil akan, akan benim.
Benliğim senliğim ve özgeçmişim.
İşgalden yeni çıkmış,
Yıkık bir kentin duvarlarında,
Düzene isyancı,
Acil;
Akşamüstü yazıları gibiyiz seninle,
Hem korkak,hem suçlu,
Dur durak bilmeyen iç çekişmeler.
Sonu gelmeyen sevişmeler.
Uzayan yollar.
Kararan zamanlar.
İkindide cıvıldaşan çocuklar.
Gecesinde körebe sevdalar.
Seni sevmek:
Bir perdenin kıpırtısında,
Rüzgarı içerden hissetmek gibi.
Aralık kalan nedir ki?
Kıpırdattı perdeyi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!