Bozkırın Tezenesi'nden nazrederken "Yolcu"yu
Duydum hayalimin serzenişindeki yankıyı
Aynı gök kubbeye baksa da memleketim
İşte; sindi yine içine,
Birkaç katre düştü zat-ı mâtemine
Ve anlatmadı hiçbir şeyi, kendisine bile.
Haydi haykır vehmindekileri külli aleme!
Ağır gelmiş bu yük, o genç kalbine
Hüzün yekpare olur nev-i şahsiyetinde,
Ey bu dem içre kalan verda;
Tesüf mü edersin şemsi örten aya,
Bir kere bakmaz mısın; şu aciz cana?
Bakmazsın cana, küsersin canana,
Dikenlerin mızraktır kalb-i ayn’ında,
Kaldırasın varaklarını sema-ı âlâ’ya,
Kalbin en değerli tohumu nedir,
Nedir mahlukatın taallum etmeye doyamadığı,
Sadrının aynıyla sabırla suladığı?
Muhammedü’l-Emin.
Şemsin tulu’ndan leylin gıyabına kadar
İlmine mazhar oldu yine kalbim
Işığı bitmişti bir garibin,
Yıldızlara sordu:
Siz de parlarsınız, ışığınız ne'ydendir?
Gökte yanarsınız, mumunuz ner'dedir?
Sessizliğe sordu:
Ben duymam dedi.
Konuşmak için kâğıda mı bakmalı,
Gözler konuşurken ses duyulmaz mı?
Yazmak için mürekkep mi aramalı,
Bulutların yaşı kalemine can olamaz mı?
Düşünmek için neden mi aramalı,
Nedenlerin en nedeni; nedenine neden olamaz mı?
Nâzenin bir çiçekti,
Zarafetiyle gökteki avâre renkti,
Peki ya nerdeydi?
Bu âlem içre;
Hangi kavimleydi?
Hatrı kaldı akılda,
İnsan; dün'ün tam olmasını mı bekler,
ya da yarının var olmasını mı,
yalnızca bugün mü mutluluk diler,
yoksa bir ömür huzura mı secd eder?
Ey dünya terazisi!
Bir kefende istek,
Koşmak diyorum;
Bir gâye uğruna,
Bugün için değil; ulaşmak için yarınlara.
Bir serçenin cıvıltısı kadar canlı,
Rüzgarın esişinden daha hızlı,
Kalbinin atışından, gözünü kırpışından,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!