Şiir yazarak ve okuyarak rahatlayan karamsar bir insan...
Bir zavallının tekiyim,
Gölgemden bile kaçar oldum.
Nedir bu çile, çektiğim?
Hayat sanki koca bir boşluk!
Her nefeste biraz daha solgun...
Adımlarım ağırlaştı, sanki ecel kapımı çaldı,
Ruhum çürüdü, kemiklerim paslandı.
Sabrım bardaktan boşalan sağanak yağmur gibi dolup taştı,
Acımı dindiremez ne hafif bir meltem, ne de huzurlu bir şarkı,
Zor gelir belki idrakı, inanın sevmiyorum yaşamı.
Bugün yolculuk uzun, gidiyorum Fizan'a.
Ölüm son mudur sorun, biliyorsun limana.
Sığınmak yetmez, uymadım hiçbir plana;
Çırpınmak bitmez, duymadın ihtirasla.
Boğuldun, elveda ey tanıdık yüzler!
Duvarlarla konuşuyorum,
Ademoğluna yeğlerim.
Aynalarla konuşuyorum,
Ademoğluna yeğlerim
İstanbul güzel değil.
Kalabalık.
İstanbul güzel değil.
Kirli.
İstanbul güzel değil.
Kaotik.
Lütfen bir daha bakmayın yüzüme,
Kandıramazsınız beni artık yalandan gülüşle.
Haysiyetten ıraksınız, konuşmadınız bir gün dahi dürüstçe,
Yenilmekten bunaldığımı umursamayın, çünkü sahi üzülücem.
Yağmur diner belki bir gün, kasvetli gökyüzü açılır elbet,
Işıklar sönünce,
Tüm şehir mahkum kederime.
Acıyı bakarsan anlarsın gözlerime,
Çare yok bu derdime,
Kalmışken kendi kendime.
Bir gün buralardan gideceğim.
Hıçkıra hıçkıra ağlayacaksınız arkamdan.
Lakin zamanla,beni de unutacaksınız.
Ne insan ne de Tanrı,
Kimse sesimi duymuyor.
Bir gün maziye dalsam,
Bir hâlime baksam,
Hüzün gemisinde kaybolurum.
Bir yaprak misali solarım,
Resimlerde teselli ararım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!