Bir gün maziye dalsam,
Bir hâlime baksam,
Hüzün gemisinde kaybolurum.
Bir yaprak misali solarım,
Resimlerde teselli ararım.
Kayboldum ben meçhul kalabalıklar arasında.
Her vakit,yalnızlığın sesi yankılanıyor kulaklarımda.
Ölmek istiyorum,
Bir uçurumun kenarında.
Gece vakti,uzun soluklu bir yürüyüşün ardından,
Yıldızları sayarım, uzaklara bakarken.
Geçmişim bir hançer gibi saplanır,
Ve simsiyah gözlerimle aynaya bakarken,
Yalnızken ağlamak güzeldir, kalbin en gizli kapıları açılır;
Gözyaşları en yakın dost olur, sırlar o demde saçılır.
Saklı ne varsa belirir o an, en derinden gelen bir çağrı;
Her damla bir öykü anlatır, ruhum bir harabe, bitmez kaygı.
Yıkık dökük bir geçmiş serilir, henüz yirmilerim gelmemişken;
Zehir eder oldum yılları.
Susmuyor kafamda ölümün çığlığı.
Beni gene yordu acıların tortusu,
Gözlerimden akar geceye kasvetli ve sırlı su.
Bir zamanlar rüyalarım vardı,
Henüz gençliğimin baharında,
Beklerken uykumu, kaygıyla kabusa döner tüm rüyalar.
Çözüm olamaz ilaçlar;
Gördüm ki bugünü var etti hatalar.
Vazgeçtim; dünümü dar etti travmam.
Küfrettim,ölümü unuttum bir anda.
Uçurumlara süzülüp atmak istiyorum kendimi.
Kimselere anlatamıyorum derdimi.
Tatsam da zevklerin en derinini,
Her gün çiziyorum, ölümün karanlık resmini.
Karanlık düşüncelerle örülmüş ruhum,
Bir umutla beklerdim baharın gelişini,
Görürdünüz eskiden içimdeki Nisan neşesini.
Lakin bırakmıyor artık peşimi,
Karanlık bir gölge gibi, gecenin kederi.
Bir zamanlar rengarenk olan dünyam,
Kaçıyorum kalabalıklardan,
Yalanları gördükçe.
Bedenim kayboluyor sessizce,
Bir gölge gibi.
Beni izleyen tek şey,
Bedenim yorgun, ruhum bitkin,
Çürüdü ömrüm, kalmadı keyfim.
Ne bir el uzanır, ne su verilir,
Kurudu toprağım, gücüm çekilir.
Her gün bir tekrar; değişen ne var?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!