oysa ben,
hüzün ustasıydım
uzun zamandır..
gül gölgesi düşmeyeli tene
tere
kaç gece uyumuştum..
yokluğunu istedim
biliyorum
böyle sevilirken
hoyrattım belkide kalbine
kibir nefes bulmuştu dudaklarımda
halbuki,
sen gözlerimde oturursun
gün saklandığında
gerçeklerden
masallar yağar yıldızlardan
bi kahve tüter elalarında
kırk yıla sığmayan hatrıyla
yüklem yoldaşıyıdk ikimiz
sende kalp ağrısı
bende
ben noktası
cümle savaşında
paragrafsızdı geçmişim
çıkarıp astım kalbimi
yıkadım misk-i amberlerle
silinsin istedim
düne aitler
akıp gitsin...
bir erik ağacı oldum
siyah beyaza üstünlüklere,
yada;
içimden yansıyan sendin
suskunluklarım..
bi yüzümde sen parlarken
bi gözümde
senden uzakta
kuru,soluksuz bir şehirdeyim
adı yok bu anlattıklarımın
sonu da...
bahar hazana göçenlerden saymış kendini
unutmuş
yalnızlığımın karesiydin sen
kare kökünü alınca
bize bölünüyordu
kalamayanlar..
ben hep eksilendim,
kendimden sonralara
belkide;
yadsınanlar kalınca
yastık altlarında
insan kokusuna sinice günahlar
geçenin münkiri gelse
geçemezdi
ruhlar dökülür
yıldız haritasından..
karşılıksızlığın ikindisinde,
kalpler hep eflatundur
susmaktan susmalara.
yoksulluk içindeki ''bekleyiş''ler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!