Her gidişin sonunda göz yaşlarım sel olur,
Dönüp bir adım gelsen, yüzüm sevinçle dolar,
Yürekler akışınca, mutluluk bizi bulur.
Çok yoruldum sevdiğim, sel olup ta taşamam,
Yolumuz iniş yokuş, engelleri aşamam.
*
Aradım izini bulamadım ,
Şaşkına döndüm,
İsyanlardayım ,
Söyle;
Allah aşkına , nerelerdesin sen.
Az kaldı deliriyorum ben.
Dar sokakları vardı şehrimin,
Tek katlı evler,
sıcacık sevgiler,
engin bacalar,
Duman kokardı sokaklar.
*
Yine eylül gelmiş hazan diyorlar,
Diller sustu ise, gönül ne yapsın.
Ağaçlar yaprağın döker diyorlar,
Gül yüzlüm de yoksa, eylül ne yapsın.
-
Yapraklar kurumuş sarıya dönmüş,
İstanbul'la Viyana'nın arası,
Bebeğimin gözlerinin karası,
Ağır gelir sevgisinin darası.
..Torunlarım yumurtanın sarısı,
Bir canıma bir can, geliyor yolda,
Haberin alınca, sevincim solda,
Torunum göreyim, kucakta kolda.
Yolcuyum yoluma, duran olmasın,
Allahım sevindir, yüzler solmasın.
ÜZME BENİ
Misafiriz şu dünyada,
Gel isyan etme.
Sevgiyle doldur yüreğini,
Kimseyi üzme.
Ben seni sevmiş isem de,
Gelmeden gidiyorsan, belli ki sevmiyorsun,
Yüreğe ateş salıp, boşa yakma istersen,
Gönül gözünü açıp, güllerı sermiyorsun,
Sever gibi görünüp, yakıp durma istersen.
-
Nakış gibi işledim, benliğime seni ben,
Boşalmıştı bir bir.
Soğuktu odalar,
Ne koşuşturan çocuk sesleri,
Ne kafeste ötüşen muhabbet kuşları.
Sadece
Rüzgarın ıslık sesleri duyuluyordu,
Doğayı kirletene, hayvanı inletene,
Nefesler tüketene, verin cezayı verin.
Sigarayı tüttürüp, sönmeden üfletene,
Ormanları yakana, verin cezayı verin.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!