Dikenlerin üstünde yürüyenler bilir.
Korların üstünde yürüyenler bilir.
Bozkırlar bilir bizi.
Dizlierimiz pembe değil.
Eğlence nedir bilmeyiz.
Eğlendirmez hiç bir şey.
Kanatlarım çelik.
Kollarım çelik.
Yüreğim çelik.
Kök çelik.
Dallar delik.
Nesil delik.
Danışık olanlar.
Karışık olanlar.
Ayrışık olanlar VE BİZ.
Kesik kesik bir çizgi çizilmiş.
Ortasında silikler...
Pislikler...
İsimler var etrafında kıyamet koparılan.
İsimler var canavar, yılan...
İsimler var direndiği sanılan.
Sembol diye anılan....
Kalmaz bir tek şey gerçeğe tutsan.
Kalmaz bir tek şey berrak eylesen.
Mevsimler mi vardı.
İsimler mi vardı.
Hangi mevsim hangi isim.
Dal kopmasın diye yaprağa yalvarışım.
Benim şu belalı başım.
Hey hey hey!
Yüzlerce gün çıkış bir günde geri düşüş.
Çakıldım.
Orman oldum ya cılız bir ağaç iken.
Yakıldım.
Dünya dediğin bu mudur:
Karanlıklar, delhizler, kör kuyular...
Gör hele nasılda değişti Dünya.
Mertliği yüz yerden delen hükümdar.
Hükmü merak eder olmuştum güya.
Gördüm ki halime gülen hükümdar.
Bir doğru aradım bin bir yalanda.
uykusuna yatmış o denili
sessiz mi sessiz
yorgun mu yorgun
hey uykuya yatanlar
nedir bu vurdum duymazlık
alıp götürüyor kahpelik kalleşlik haberiniz yok
Ey gül, ne gülsün sen gül dalında gül olmayan var olmaz.
Açarsın açarsın bahar mevsiminde kimse sana yar olmaz.
Ben şairim nice feryat nice zulüm gelir yürekte ahuzar olmaz.
Ne gül oldum ne güldüm yalan dünyada kahpe feleğe ar olmaz.
Ey gül sen ki dağlar başında, güzellerin saçında renk renk açarsın.
Güzel bu güzellik sende var iken.
Can desem duymazsın canlar yakası.
Yalnızlık ömrüme ahuzar iken.
Senden istediğim sevda takası.
Bakışların ceylan, duruşun maral.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!