Halimi sorma sakın
Dilimden geçmiyor zaman
Yüzümde eskiyor
Gözlerim görmüyor
Düşmekten yorulduğum an
Bir bardak çayım
İki de dudak payı
Kokusu sinmiş ellerimde titreşiyor heyecan
Gecesi karanlık bir zaman
Radyodan fısıldayan efkarın tadı kulağımda
Mırıldandığım her şarkının sözleri üzerimde
Geçtiğin tüm yollara
Su serpiyor melekler
Sözlerim ıslanıyor
Geçmiyor ki seneler
Kelebek korkularından
Canım çeker ah!
Hayat yükünü
Derinlerde bak
Kördür kainat
Hasret süzülür sözlerinden
İzlerine bak
Ne titiz bir hazırlık bu,
Ne var ne yoksa süpürdün de
Yetmezmiş gibi bir de
Her yeri yık(a)mışsın!
Durulsun ortalık diye;
Düşünür gibi bir halimiz var
Mevsimleri boş ver, iklimleri boş ver
Sıcacık bir evde nasıl üşünür?
Gri bir battaniye, rengi soluk, düşleri sıcak…
“Uyuyanın üstüne kar yağar” derler
Şimdilerde kim uykuda, kim uyanık; meçhul
Binlerce yıllık hikayelere saklanmış
Laneti ruhlarda büyümüş
Dilimin altında kibar kibar küfürler
Yaşlı gövdesinden azade birinin
Eski ve iri parmak izleri var başucumda
Ne kadar da çok sarıp sarmalamış aklımı
Sırtımda bin yıllık, bin dev yükü
Demin bir serçe alıp gitti, gördün mü?
Hangi rüyaya el uzatsak, tasviri yok
Aklıma gelmese belki, ziyanı da yok
Çıkmıyor sarnıcından o eski şehirlerin
Yoluna gözüm ilişse de hevesi yok
“Siyahla beyaz ayrılmaz bir bütündür”
Gibi geldi aşk ehlinde yıllarca
Ta ki Sarı çıkıp girene kadar hayatlarına
Siyah, Sarı, Beyaz birleşmez bir tütündür artık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!