ah! ..bir adımlık saltanat bu
kireç köpüğünde taçlanan
kemikten bir takı hayat
ağıtçı kadınların uğursuz
sözlerinde
ömrüm yürü güz akşamı yalnızlıktır
ömrüm yürü güz akşamı yalnızlıktır
ak kırağı üstünde posteriyle sevişen
sırtıma yükledim ne varsa acıya dair
örtün üstümü üşüyorum, üşüyorum örtün üstümü.
hamuru alınterinde yoğrulmuş toprak serpin.
kil de olabilir kül de fark etmez;
yeter ki yüreği ateş çemberi bir kızın ayakları değmiş olsun.
teninde dikeni uç vermiş gül ekin.
neler neler çekmedim ki yokluğunda
puslu vadilerden geçtim susuz uçurumlardan
solgun çöl akşamları gördüm
-aysız gecelerde düş kurarken-
berrak sularda izi kalmış dudakların
kızıl kaftan giydiğini gördüm
kendimi adamışım yaşamdaki hiçliğe/ her nesne
içimde bir anafor burgacı/dibe çöküyor tortum
yalnızım...ve hüzün
yalnızlığımı örten ipince bir kar örtüsü
lanet olası yalnızlık ne çok seviyorum seni
doruğunda günaha çağırıyor öğle sıcağı
ter kokuları içine oturarak koltuk altını
yalayan bir kadının ayrık memeleri
suda şavkıyan kol düğmesi
tenime acılık veren dudak izi
sokakları tenha şimdi gezdiğimiz şehirlerin
geceleri viran/yorgun düşmüş sabahları
çorak sevişmelerden
tutsak alınmış sevda kıtlığında duvar saatleri
yılları bir bir devirmiş her gelen mevsim
sis çökmüş maviliğine tüm denizlerin
III/umut
yaracak toprağını tohum; ki bahar gelecek
yağmur düşmezden evvel sağanak yüklü saçlarıyla
kurşun gibi saplanacak acının yüreğine
yaşanan anların en güzeli yaşanacak
I/hüzün
ay düşer, toprak yarılır şiirimin imge coğrafyasında.
anlamsız ve önemsiz günbatımları, donuk akşamlar
kimliksiz geceler, mavimsi ekşiliğini büyütür acının.
II/ yalnızlık
ölümün meçhul künyesidir şiirime kazınan hüzün;
ki vicahiye çevrilmiş dilsiz beyazlığı
yıkım sonrası bir taş duvar/süpürdükçe tortusu kalan.
*gözyaşları da çiçek açar*; ki azıksız kaldığında toprak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!