Bir bütün takvim, bir yaşlı ağaç gibi,
her gün döküyorsa bir, bir yapraklarını,
Farkında olmasak ta götürmüyor mu?
Yarına bağladığım umutlarımı.
Bir ömür ki, bu yaşadığım,
Yaşam değil, yaşamak değil.
Bir hüzün volkanı kaynar içimde,
Gündüzü gecesi hiç belli değil.
Kaçıp sığınacak bir yer ararım,
Sizler ey şair dostlarım,
Sizler şiirlerinizi yoksulluğa,
Üşüyen leyleklere kuşlara,
Yalınayak çocuklara,
Hiç yazdınız mı?
Yok, mu maziden bu güne gelecek bir yol,
Araya kos koca dağlar mı girdi?
Hani açılacaktı bana bir çift kol,
Umutlara kollara kramp mı girdi?
Yağmur tükendi gökyüzünde, rahmet tükendi,
Sen gittin gideli, güneş küstü gün tükendi.
Tutmaz oldu sana şiirler yazan ellerim,
İlhamlarım tükendi şairliğim tükendi.
Tükendi ey canan, canımda canlar tükendi,
Dönüldü kabristandan, vakit akşama yakın
Duyup işiten koştu, gelenler akın akın.
Yarım asır yaşamıştı merhum dertle, kederle
Ve sonunda yenik düştü kalp denilen bir derde.
Üç günden fazla sürdü akın akın gelenler,
Gene duman oldun, tütersin gözde,
Bu kez ayrılığın, uzun sürdü Şadan’ım.
Gündüz hayalimde, güce düşümde,
Biraz olsun, gitmez oldun Şadan’ım
Hasretin sinsi sinsi, işliyor yüreğime,
Torunuma...
Bir geldin pir geldin,
bir ömrü şenlendirdin.
Kuruyan bedenime can oldun can,
Hiçbir şey aklımda değil
Hatıralar da silinmiş mazim.
Tarumar olmuş bir ömür,
Bir perdelik son gibidir benliğim.
Ne zaman doğdum,nasıl yaşadım meçhul,
Gülünü sevip de, dikenini hor görme,
Gülü dikeniyle sever isen MERHABA,
İnsanları dini, diliyle bölme,
İnsanı, insan gibi sever ise MERHABA
Çalıp çırpma, yetim öksüz malını,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!