Sahte hayatlarında sahte aşklar biriktirmiş kolleksiyoncular vardı.
Gönüllere girer, çıkar aldatışlarını da aşk kadar saf ve temiz bir duygunun üstüne atarlardı.
Beş kuruş etmeyen yüreklerinin limanlarına gemilerini bağlayıp alabora eden kaç saf aşık tanıdım ben.
Onları tanırken kendimi unuttum bu yalan girdabında.
Onlara mı yanayım, kendime mi acıyayım derken,bitkin düştüm yaşamaktan,izlemekten üç kuruşluk gönüllere adanan,saf duyguları,zamanları,hayatları.
iki yol vardı ya aşka inanmıyacaktım; yada aşk kılığına girmiş yılanlara...
Şimdi seni bana anlatma.
Sensizken beni gör yeter anlatmaya.
Mevsimleri sorma bana...
Hangi biri diğerine feda edeyim ki...
Gözlerine çalan sonbaharı mı?
Kış kadar soğuk ellerini mi?
Seninle konuşurken üşümüyorum
Biliyor musun? herkes soğuk diyor ya havaya.
Ben seninle nedense hep baharım...Bir ses insanın içini ne kadar ısıtabilirse işte o kadar sıcağım.
O kadar susma işte o kadar ak içime içime...
Yorgundu gece, benden çok çekmişti kendince,
Bir sitemkar kıskançlık tutmuştu beni.
Tutamadığım elleri kim tutmuştu kimbilir...
Günün benzi soluktu yenik bir savaşcı gibi sapsarı kesilmişti çehresi.
Ben yine öfkeler kusuyor, sallanıyordum gündüz, gece.
Niye yarım kaldı ki her hece...
Üşüyor üşüyor ellerim,
Dizlerim tutmuyor, irkiliyor düşüyorum...
sebebsiz bir yokluğun içinde buluyorum kendimi.
Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi kalakalıyorum.
Ben ben olamıyorum yanımda sen olmayınca
İyi gecelerimi aldın mı uyumadan önce? Hasretimi çek üstüne.
Gözlerinde bir ışıltıda ben olayım beni düşün mutlu ol yine bak, yanındayım yine.
Yine mi sensizlik karartacak,günü.
Bir kere de beraber etsek akşamı.
Daha az hüzün giyer, daha çıplak kucaklardım tüm dertleri.
Hiçbir karanlığa sitem etmez sadece sarılırdım sana...
Seni görünce az sonra karne alacak tembel bir öğrenci gibi heyecanlanıyorum.
Tembelim ya yine hayattan kalıyorum.
Bir vasıfsızname tutuşturuluyor elime dünlerden kalma.
Sen duru bir su gibi ansızın gidiyorsun.
Ben sadece üzerinde belli belirsiz bir saman tanesi gibi kalakalıyorum ha var ha yok!
Mıh gibi çakılakalıyorum olduğum yere.
İnsan sevmeye başladığında yaşadığını anlar,
sevmeye başladığında korkmayı öğrenir.
Önce bir kar tanesini gibi hafifler, sonra kaybetmekten korkarak evren kadar ağırlaşır.
Hayat kulağına okunan adınla başlayıp,bir musalla taşında boylu boyunca uzanıncaya kadar süren bir serüvenle doludur.
Yaşayan, kelimelere döker acınası acizliğini.Aslında hiç yaşamadığını bilmeden...
Sevdim zanneder, yaşadım zanneder bir kar tanesi gibi bir avuç içinde eriyip gideceğini bilmeden.
Kırılgan mektuplar yazarken hasretine;
Şarkılar bile küsüyor bu bilinmezliğe.
Tüm şiirlerimi sana yazmışken ben.
Neden değerini anlamıyor etin, tırnağın.
Üzerine hapisler inşa edenler, hiç mi bakmıyor gökyüzüne.
Yüzünde Nur'u görürken ben kör mü herşeyin bildiklerin?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!