Artık;
Sürahi ile su koymuyorum yatığımın başına
Sevdiğin bardak da yok artık mesela
Korkutmuyor beni boğularak öldürmek
Yüzümü çeviriyorum tüm aksaklıklara
Bu şehirde bu gece,
Benzemiyor daha öncekilere.
Sesi daha bir gür,
Aydan ürken köpeklerin.
Sokak lambaları bir zanlıyı arıyor gibi,
En ince kuytuyu bile ifşa ediyor.
Gözleri dalanlar kim bilir kimi bekliyor
Unutulmuş bir anı sadece hatırlanır
Bir türkü söylenmeyi umuyor
Hayaller gece yarısı yakılır
Dışarıda kalanlar dışarıda ölür
Bir gözlerin vardı bende
Bakmaya cesaret edemediğim.
Kıymetlim diye sakladığım,
Damlasına har olduğum.
Bir ellerin vardı bende,
Bir kez aşık olurum kadınlara;
Öyle uzatmam arada kalmış bakışları.
İkide bir dürtmem kendimi zorla,
Olmuyorsa, olmuyordur işte.
Sevdim mi bir kez severim kadınları
Yüreğim;
Büyümeden koparılmış bir çiçek misali,
Erken kırıldı gövdesinden.
Söküleli bir çiçek toprağından,
Ve kalbim alınalı solumdan;
Denize yüzü düşmüş ay durgunluğunda,
Ne doyarım bir tas suyunla
Ne yeter bana bir öğün öğün ekmeğin
Karalığın da kabuldür bende
Aydınlığın, gözler kamaştıran güzelliğin
Şu giden gemilere
Yükleyemedim şu dertlerim birazını
Bir misafir gibi buyur ettim yüreğime,
Sofralarından esirgemedim canımı
Ah taşıyabilselerdi keşkileri mi keşke
Atsalardı uzak denizlerin birine
Söyle deniz neden sakinsin bu akşam
Yok mu içinde durmak bilmez fırtınan
Sende konuşursan bana yalan
Ben şimdi kimlere güveneyim
Vururdun her gece sonsuz sahilime
Sen bana tepeden bakıyorsun, buna lafım yok
Gördüğün şeylere de derme çatma diyorsun.
Ama gel bir de içimde yaşa,
Sokak sokak gez hislerimi.
Odaların birinden gelen gramofonu dinle,
Misket yuvarla hala büyümeyen o çocukla.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!