Ne büyük korkuyorum bilseniz.
Aklıma takılan soru işaretleri,
Bir bank üstünde unutulmuş bir bavul,
İçinden ne çıkacağı meçhul.
Her saat başı rakkasa dönen bedenim,
Nereye gidiyorsunuz geceler?
Beni her gece bu yastıkla baş başa
Beni her gece bu acılara tabipsiz
Çizdiğim masallara ediyorsunuz maşa.
Siz de gidin, dönmeyin tamam
Bu yorgun, bu dökük şehrin yollarında
Acılar bir duman misali göğümüzü kaplıyor
Vadesi doluyor zamanın
Islıklar atları ürkütüyor.
Köyün birinde çekiliyor halay
Zaman doluyor
Dağıtır fırtınalar dört bir yanı
Açtır uykusunda bir çocuk
Haber çabuk yayılır hele kötüyse
Karalar beyazlara bulaşmış bir tenhada
Kaşları çatık bir düşman
Ateşe verecekmiş geceyi
Alışmıyor bu kalbe sevda
Sürgün yiyor mutluluklar.
Günler bir hışımla geçiyor da
Geç demeyle geçmiyor acılar.
Ne bitirebiliyorum başladıklarımı
I
Seni büyürken vurdular Amet,
Seni uyurken görmedi onlar.
Bir günahın kafesini bulmuşlar,
Köle yerine seni koymuşlar Amet.
Sen her günahın gölgesine benzeyen çocuk,
Bu uğurlanan son yolcu
İyilik nedir bilmez büyücü
Yaşamak herkesin ortak suçu
İyiler hep mi kazana düştü?
Gelir darağacı,
Meydanın ortasına kurulur.
Bir baş dolaşır,
Bir beden üstünde,
Baş ki bedene emanet durur.
Adımları yavaş, adımları durgun
Bana söylenen onlarca yalan vardı
Benim acı çektiğim onlarca yıl.
Dönüp bakınca geride olanlara
Arta kalanlar yetmiş yaşamama.
Unutmuş değilim bende olanları
Devrimleri, yıkımları, aşıma uğramış zamanları.
İnanıyorsun bana, öyle değil mi?
Sıkı tut o zaman elimi.
Atlayıp gidelim en yakın vapura.
Ortancalarını da merak etme sen;
Tanrı hiçbir canlıyı muhtaç bırakmaz.
Seninkileri de sular.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!