Diken gibi batıyor kalbime aşkın
Ben seni hiç solmayan gül diye sevdim
Gün gelir viran olur o gönül köşkün
Senin için ölürüm bil diye sevdim
Ne yaparsam yapayım benim ile sin
Uykularım göğe sindi
Gözlerime kanlar indi
Gönül dert atına bindi
Bilemedim yar ben beni
Bahtım sürülmüş çöllere
Bülbül can evinden güle vuruldu
Gülün haberi yok bilen söylemez
Ömür denen yola sırat kuruldu
Kulun haberi yok bilen söylemez
Hakikat sırrını Hak karartmadı
Kabir denilen yer çok dar'mıdır usta
Toprak anadan öte yar'mıdır usta
Keşmekeş hayatın aşkların ardından
Bir yorgunluk kahvesi var'mıdır usta
Bilir misin bu son neyin başlangıcı
Sil kara yazıyı benim alnımdan
Zavallı kaderim gülmek bilmiyor
Ömrümü bir anda çek al canımdan
Kaç kere kast ettim ölmek bilmiyor
Ellerim küçük mü bir karıncadan
Göçmen kuşlar misali uçtu naz etmeden
Yurdumda hak adalet görmüyorum artık
Kurban verdik herkezi genç yaşlı demeden
Hüküm insanlık suçu gülmüyorum artık
İlim irfan'a küstü cahillik savaşta
Hasretin son bulsun ey yar diyerek
Ya mum gibi erir ya devrilirim
Her gün batımında hüzün giyerek
Bir defa doğsam da bin kez ölürüm
Sararıp soluyor biçare tenim
Sen başıma gelen en güzel şeysin
Canım sana akar olamam engel
O siyah saçların sineme deysin
Bir adımlık bin tadımlık daha gel
Şiirde şarkıda falda tuttuğum
Bir başkaydı
Evlât derken gururlu dik duruşu
Gönlü hep zengindi
Hiç küçümsemedi cebindeki son kuruşu
Dağ gibi yüreği
Ekmeğini taştan çıkaran bileği
Ben figan eden bülbül
Gonca gül sen
Ben ağlarım yerine
Hep gül sen
Her kalp atışım sen
Her nefes alışım sen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!