Bir ettiğin yarım ayrıldı gitti
Ya o yâri getir ya beni götür
Ahtapot ayrılık canıma yetti
Ya o yâri getir ya beni götür
Aklı, güdük olanlardan
Koru beni Yaratanım
Fikri, düdük çalanlardan
Koru beni Yaratanım
Zerreye güneş olmak istidadını verensin
Topraktan halkettiğini toprakla besleyensin
Bizi İlâhi güç, siyânetinle teyit edensin
Lütfunda hoş kahrında hoştur sahibimiz sensin
Öyle bir nakış ki yürekte âşkın
Kürre i arzın her yerindesin sen
Cennet zağferanı döşeli köşkün
Zevkten hazdan bile derindesin sen
Âşkıma beşikten haz veren bebek
Öyle bir nakış ki yürekte âşkın
Kürre i arzın her düzündeyim ben
Cennet zağferanı döşeli köşkün
Nakşettiğin âşkın izindeyim ben
Milleti Hanifim muarız şebek
Erenler bir kadeh ikrâm ederek
Buyur tekbirle iç, baden dediler
Bastı zeman üzerinde giderek
Bizi sana ihvan eden dediler
Âşık İSLÂMİ ile Âşık Mahbub Haruni’nin KALIRMI BİLMEM? Diyerek yaptıkları muhabbet DÜETİ’dir Arzolunur Efendim
Âşık İSLÂMİ
Ayaklar baş başlar ayak olunca
Menzile ulaşmak olurmu bilmem
Afakı kaplayan küfrün dumanı
Gözleri kör eder zaman içinde
Olmayınca cehennemden emânı
Yer verilmemiştir imân içinde
Müjdeyi vermiştir Habîbi Nebî
Sabahı şerîfler hayırlı ola
İzini sürmeğe dünden hazırım
Dursanda bırakmaz çıkarır yola
Feragat vermeğe dünden hazırım
Dost dosta acıyı tatlı söylerde
Ey Erenler, Arifânlar, Dervişler
Bir derde giriftar oldum dün gece
Her kulun başına gelmez bu işler
Çözülmesi gayri mümkün bilmece
Bilmeceyi çözmek için çalışmak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!