Yine sefer vakti, iş başa düştü,
Tüfeğini al da yürü Mehmet’im.
İşkence mazlumun boyunu aştı,
Bu, zulmün en alçak türü Mehmet’im.
Bize benzemiyor, belirsiz ırkı,
Lakin suyumuzla dönüyor çarkı,
Kaldır kılıcını öyle bir vur ki
Dağılsın bu azgın sürü Mehmet’im.
Bağında uluyor Haç’ın alçağı,
Soluyor Fatih’in kutlu gül çağı,
Ümmete ilinmiş küfrün kolçağı,
Adem’den Havva’dan beri Mehmet’im.
Tanrı dağlarını aşıp geldin sen,
Atınla dört nala coşup geldin sen,
Mademki bu yurda koşup geldin sen,
İşte kuruldu cenk yeri Mehmet’im.
Bir millet ki zulmü yaşar muttasıl,
Hükümsüzdür artık nerede nasıl?
Haydi kalk ayağa bitsin bu fasıl,
Kesilsin düşmanın feri Mehmet’im.
Ensar dara düşmüş yaşamak nedir?
Yürü be Mehmet’im umut sendedir,
İstikamet sorma var say ki Bedir,
Sen ki hak yolunun eri Mehmet’im.
Ayakları çıplak, yanakları al,
Ne umudu kalmış ne tutacak dal,
Zaman dar yiğidim, bu son ihtimal,
Sakın ola dönme geri Mehmet’im.
Küffarın dikili koyma taşını,
Var git gövdesinden ayır başını,
Çakala kurda yem eyle leşini,
Ayakta kalmasın diri Mehmet'im.
Aydın YÜKSEL-ANKARA
30.01.2018-Salı-01.25
Kayıt Tarihi : 29.9.2018 15:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!