KUNDUZUN TEPELERİ
Ne zaman çıkıp baksam Kunduzun tepelerinden
En lirik şiirler geçer içimden
Sanki o fakir köylerin öksüz evleri ben
Benim yanıp yanıp bacalarından tüten
Hey gidi Kunduz’un gamlı tepeleri hey
Son bahar çökünce omuzlarına
Önce çiçeklerin terk eder seni
Sonra çocukların sesi.
O karlı kış gecelerinde
Yetim bir çocuk gibidir üzerinde gökkubbe
Geceleri zifiri bir karanlığa rağm olur dorukların
Issızlığın bembeyaz öyküler anlatır gökyüzüne.
Hazan bulutları geçer gider üzerinden
Bir asi sessizlik asılır saçaklarına
Ve o terk edilmişliğin kederi içinde
Yeşil gözlü çam ağaçların uzar gökyüzüne.
Uçurumun kenarında köyler
Gam çöker çatılarına
Ve salkım saçak bir ayaza uyanır serçeler
Kanatları hüzün taşır camlara.
Kurt ulumaları sarar yamaçlarını
Tenhalarından yürür kaval sesleri
Dere boylarında çobanlar
En söylenmedik sözlerle
Sessizliğini söker yerinden.
Bir yamaçtan öbürüne
En içli türküler kalkar tepelerinden.
Hey gidi kunduzun gamlı tepeleri hey!
Şimdi her aklıma geldiğinde
Üzerime devrilir bu uzak belde
Ve yeşili kadar masum
Yeşilin kadar eski
Bir çocuk ağlar içimde.
Aydın YÜKSEL-ANKARA
21.03.2014-CUMA
Kayıt Tarihi : 18.10.2017 23:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!