Ünlü İskenderun’un canlılığına gel bak
İnsana neş’e verir cana can katar ancak.
Hiç bir yerde bulunmaz tabiat güzelliği
İklimin nerminliği, hayat lemyezelliği.
Ezilen lûgat-ı Osmani’ye râhil diyelim mi?
Ya, Latin lafları öz Türkçeye dâhil diyelim mi?
Senelerden beri kullanılan Osmanlıca sözler
Üretilmiş yeni elfâza mümâsil diyelim mi?
Muammâdır bu cihanda gülen de var ağlayan da
Keder, hüzün içimizde, neş’e varken öte yanda
Ebeveynim gülüyordu, ağlıyarak gelirken ben
Evlatlarım hıçkıracak bu dünyadan giderken ben
Seninçin bir gül aldım
Dikenini pakladım
Bana fırsat verirsen
Sama gülü vereyim.
Gülüşünü dün çaldım
Kimimiz zanneder insanları bâlâ, cihanda
Kimimiz görmede akrankarı dûnân, bu handa.
Yüce dağlarda dahî yok düpe düzgün seviyye
Biliriz yoktur eşitlik büyüyen her fidanda.
Firkat-zede ben fakr-ü garip, sen de bir eldin
Deryâlar aşıp vuslat için sen bana geldin
Aklımda yer etmiş, hiç unutmam sen o akşam
Yıldız gibi göklerde melekten de güzeldin.
İkbâli hemen biz kaderin seyrine saldık
Benzemezsin kimseye sen, yoktur emsâlin senin
Titretir ma’sum dudaklar kehrubâ lâl’in senin.
Saç siyah, zülfün siyah, çeşmin siyah rû’yün temiz
Bir buçuk dünyâ değer vechindeki hâl’in senin.
Bütün âlem geçecek râh-ı kurdan
O hıyâbân koca yoldur duran yok.
Görünür her gece hem-vâre burdan
Kara tâbût gidiyor durduran yok.
Bir kız yaralanmış dediler körpe yüzünden
Yaş damlası tek tek düşüyor nemli gözünden
Müsteşfede doktorla çekingen konuşurken
Bir titremedir hissedilir yeğni sözünden
Taşlar duruyor şimdi yıkık hâne yerinde
Kim uyandırdı şehit ruhları dün Bosnada? Eyvah!
Ne bilen var ne de ben söyleyebildim. Bilir Allah.
Ki eğer Bosnalı kardeşleri görmekse kaderde
Uyanır yardım için toprağa düşmüş yatan ervah.
Yaklasik bir asirlik cinar ve kesfedilmemis bir hazine... Bir aruz asigi ve hece ustasi... Florida´dan Almanya´ya Yetmis Altinci Yil adli siir kitabini gönderen bir muhabbet insani... Amerika´da kurmus oldugu dershanede kendini ögrencilerine adayan bir egitim gönüllüsü... Allah (c.c.) uzun ömürler ...