3600 diye diye yorulduk,
Bulduğumuz yere soframızı kurduk,
Hepimiz Allahımıza bir kulduk,
Mesleğimiz Polislikdi.
Issız sokakları karış karış dolaştık,
Ne mutlu bana, ne mutlu,
İyi ki Kuzköy de doğmuşum,
Sonbahar yağmuru gibiyim,
Ve mısır denesi kadar özgürüm...
Bir koltuğa yan yana dizilmişler,
Kimisi kısa kollu , kimisi uzun kollu tişört giymişler,
Resimleride yan yana dizmişler,
Muhteşem dörtlü.
Hepsi pür dikkat ileri bakıyor,
Muhteşemsin,
Kara kaşlı kara gözlü yâr,
Sabahın seherinde düşmüşsün yolara,
Beyaz maskeyi yüzüne takıp susmuşsun,
Tepende kumrular dolanır,
Ayakların bir kal der bir git,
Sitem etme bana,
Bak geldim sana,
Acı erik verdin bana,
Bu yakıştı mı sana.
İnsanlar geçmişleriyle yargılanmaz,
Biz üç kişiydik,
Birbirimizi çok iyi bilirdik,
Karşılıksız severdik,
Mustafa, Mehmet, Ömer idik.
Toplandık yine bir araya,
Mutluluk nedir sence,
Sevgi, saygı, hoşgörü, anlayıştır bence,
Sevgi kalpten gidince,
Dımdızlak kalırsın bence
Herkesin yaşadığı aşk farklı,
Oysa ben sana hiç kıyamam,
Yeterki sen bana belirli zamanlarda gel,
Sobayı yakar en narın lifinen lifler,
Saçlarını yavaş yavaş tararım.
Geleceğim dedin gelmedin,
Hicmi önemsemedin,
Nerelerdesin,
Nâr tanem, nur tanem.
Bak işte seni bekliyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!