Sevda yükü omuzlarından kalkmış,
Ayrılık zilinin çaldığı an.
Hazin bir aşk öyküsü olmuş,
Belleğinde bir köşeye sakladığı an.
Ardından yıllar geçse de,
Yıpranmış eski bir kitabı okur gibi,
Tozlarını silerek anlatır Mehmet Dede,
Dizinin dibine torunları oturduğu an.
Derin bir 'Off! ' çekip birden, dalgın;
Cigarasını yakmış parmaklarının arasında,
Sanki o anları yeniden yaşıyormuş gibi,
Sanki gözlerinde filmi geriye sarmış gibi;
Komşu kızı Rum Katina,
Kızıl bukleleri, kömür karası gözleriyle,
Gençliğinin hikâyesi olmuş, ceylan gibi yürüyüşüyle.
Bir savaşla başlamış ayrılık çanları çalmaya,
Ellerini zorla ayırmışlar, geçirmişler karşı cephede çarpışmaya.
'Vur! ' demişler Mehmet Dede'ye karşı cephede düşmanı,
Irkı farklı olsa da farketmez, EN SEVDİĞİN insanı...
Yaralı askerlere bakan doktorlara
Yardım ederken Rum Katina,
Karargâh basıldığında geldiğini hissetmiş Deli Mehmedinin.
İçinden bir sızı geçmiş, bulmuş karşında bir an.
Yine yapacağını yapmış, Merkez Karagâhı basmış.
Rum Katina'nın sesi 'Vur Deli Mehmedim! ',
'Vur da ölümüm senin elinden olsun! ' derken
Bakakalmış Deli Mehmet o an,
Dünya boşalmış, kalmışlar ikisi bir an.
Tüm sesler kesilmiş, gözlere perde inmiş,
Yalnızca birbirlerini duyup, görmüşler.
Araya giren bir kurşun sesiyle Katinası gözden kaybolmuş.
Son sözüyle 'Sen değilsin Deli Mehmedim, sen değilsin! ' diyerek sesini de birlikte götürmüş...
Kayıt Tarihi : 9.7.2006 13:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!